Kutsal yeşil
“Kutsal yeşil” kavramsallaştırmasını iki boyutlu bir anlam dünyası içinde kullanmaktayım. Birincisi, Allah’ın yarattığı ve insana emanet ettiği tabiat içeriğiyle. İkincisi de, Almanya başta olmak üzere Avrupa’da “yeşil”in kazandığı önem ve seküler içeriklerle de olsa muamelede kazanmış olduğu kutsallık.
Geçen hafta Almanya’nın üç şehrini gezme imkanı buldum. Daha önce de Avrupa’nın farklı ülkelerini ve Almanya’nın farklı şehirlerini gezmiştim. Tüm bu gezilerde dikkatimi çeken birbiriyle ilintili iki nokta var. İlki, yeşil ve ormanların çokluğu. İkincisi bununla bağlantılı olarak yağmurun bol olması. Aslında o kadar yeşile yağmurun yağmaması mümkün değil. Yani Allah’ın tabiata yerleştirmiş olduğu ilkeler işliyor.
Avrupa’ya yıllar önce gezi yapmadan evvel iki ezberim olduğunun farkına varmıştım. İlki, Batı’da modernleşme sürecinde zihniyet dönüşümüne paralel olarak Francis Bacon ile başlayan tabiat üzerine egemen olma tavrını gösteren tabiata müdahale etme. Doğrusu S. Hüseyin Nasr “İnsan ve Tabiat” kitabında bu zihniyet dönüşümü üzerine dururken, İslam’ın Allah dolayımlı olarak nesnelerle ilişkisi bağlamında tabiatla daha sağlıklı ilişki kuracağını vurgulaması bu konuda müslümanların daha........
© Milat
visit website