Ramazan geldi
“Nerede o eski Ramazanlar?” diyoruz. Bir hasret ve iç çekişle başlıyoruz söze. Değişen hayat bize ait olanı, geleneği de değiştiriyor. Zamanın şartlarına uyum da diyoruz. Ancak geçmişe olan özlem de artıyor, hep eskiyi arıyoruz. Ramazan ayındayız. Mübarek olsun!
Herkes çocukluğuna döndüğünde o dönemi yüceltir, o döneme hasret duyar. Ramazan ayında sürekli bahsettiğimiz “eski Ramazanlar” konusu da biraz böyledir. Geçmişe özlemle ilgili olsa gerek. Çünkü insan büyüdükçe dünyanın yüküyle yorulur. Hayat yoruyor, insan bu yorgunlukla sığınacak liman arıyor. En masum ve güzel günler geçmişte, çocukluktadır. Dolayısıyla ruhen geçmişe gidilip orada kalınarak ruhun dinginliği sağlanıyor. Bu Ramazan’da da muhakkak hepimiz yine eskiye gitmişizdir.
Geçmişe niçin gideriz, niçin oraya sığınırız? Kaybettiklerimiz oradadır. Belki en sevdiklerimizi kaybettik ama geçmişte onlar yaşar. Ya da içinde bulunduğumuz hâlden memnun değilsek yine geçmişe döneriz. Ramazan elbette hayatımıza çok şey katan bir aydır. Oruç ile birlikte ruhumuz, bedenimiz dünyalık duygulardan arınır, dinlenir, tazelenir. Bireysel olduğu kadar toplumsal yönüyle de Ramazan kendi geleneği ile gelir. İçimizde başlayan değişim dışa yansır. Konu komşu, hısım akraba, eş dost birbiriyle daha........
© Milat
visit website