"Ünlü'lerin değersizliği
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra- tümüyle olmasa da- yönetimi ele geçirenlerin çoğu sanattan eğitime, ticaretten siyasete kadar İslam düşmanlığına soyunmuşlardı. Söylem ve eylemleri tamamen profan bir zeminde yürüyordu ve milleti de kendileri gibi inanmaya, yaşamaya zorluyorlardı. Kimi zaman kaba kuvvetle, kimi zaman halkın değerlerini değersizleştirerek insanımızı hizaya getirmeye çalıştılar. Kendilerine benzetemedikleri kimilerini de idam etmekten sakınmadılar.
Bir toplumun ifsadı için en az 2 nesil gerekliydi. Bizim batıcıların acelesi vardı çünkü bunlar “muasır medeniyet” seviyesini batıperest olmakla yakalayacaklarına inanıyorlardı. Batıperestliği de halkın değerlerine savaş açmakla yaygınlaştırabileceklerine dair bir kanaate sahiptiler.
Bir ülke sosyolojisinin değiştirilip dönüştürülmesi için öncelikle var olan değerlerin yerine yeni değer(sizlik)ler ikame edilmeliydi. Ancak bizimkilere önce vatandaşlarınızın ortak değerlerine savaş açmalısınız denmişti açtılar.
Silahlarla yapılan savaş en kötü savaş değildir, en acımasız savaş değerlere karşı açılan savaştır. Bizim batı-tapıcıları da böyle bir savaş ile milletin kavramlarını bozarak, değerlerini utanılası kılarak ve geleneklerini çağdışı ilan ederek yeni değerler etrafında kümelenmiş bir millet yaratmanın mümkün olacağına........
© Milat
visit website