Tasavvufî Eğitimin Öğrettikleri
Bütün eğitim sistemleri, ara hedefleri de kapsayan temel bir gayeye sahiptir ve öğrencisinin düşünce, duygu ve davranış açısından bu gayeye yönelmesini, bu gayeye uygun şekilde eğilmesini ister. Ancak öğrencinin bu gaye yönünde eğilmesi ve şekillenmesinde; öğrencinin istek ve kapasitesinin, eğitim ortamının, eğiticinin tecrübesinin ve kullandığı yöntemlerin her birinin özel bir yeri ve etkisi bulunmaktadır.
Tasavvufî eğitimin temel gayesi, Allah’la irtibatlı bir hayatı yaşamının yollarını ve biçimlerini uygulamalı şekilde öğretmektir. Öğretilen bu hayat tarzı, günümüz ifadesiyle dini hayat denilen indirgenmiş parçalı bir hayat değil, ömür denilen sürecin bütün an ve alanlarını kapsayan bütüncül bir yaklaşıma sahiptir. Bir başka ifade ile normatif kuralların öğretilerek pratiğe aktarıldı bir ibadetler silsilesi olmayıp, hayatı ibadete dönüştürme anlayışıdır.
Tasavvufî eğitimin ilk aşamasında, insanın içine eğilmesi ve başkalarına bakmaktan dolayı yıllarca ihmal ettiği kendini görmesi hedeflenir. Dolayısıyla modern eğitim yaklaşımlarının putlaştırdığı bilim, tasavvufi eğitimin ilk hedefi değildir. İlk hedef, insanın kendini bilmesidir. İnsan, bilme eyleminin hem öznesi hem de öncelikli nesnesidir.
Bu eğitim, öncelikle insanı kendisiyle tanıştırmayı, kendine kendini anlatmayı ve kendisiyle yüzleşmeyi öğretir. Bu yüzleşme mahcup etmeyen mahrem bir yüzleşmedir. Yüzleşmenin gayesi iyileştirilecek ve geliştirilecek alanların tespiti ve kabullenilmesidir. Kabullenme neticesinde, yanlış ve kötülerin iyileriyle değiştirilmesinde bizzat kişinin istekli olması (talip) ve bu yönde irade ortaya koyması (mürid) beklenir.
Tasavvufî eğitimin en özgün yanlarından biri topluluk içinde kişiye özel bir eğitim olmasıdır. Çünkü her insan biriciktir. İnsan,........
© Maarifin Sesi
visit website