Şehirden Büyük Bir Köy: Arvas
Mekanların büyüklüğü derinliğindedir. Çünkü derinlikte sınırları belli olmayan bir boyut ve yücelik vardır. Bu açıdan bakıldığında bazen bir köy bir şehirden daha önemli ve daha büyük olabilir. Bir ilim ve irfan merkezi olan Arvas işte böyle büyük bir köy.
1258 yılında Bağdat’ın istilasıyla kuzeye doğru göç etmek zorunda kalan Arvasî ailesi, Anadolu’yu mayalamak için yola çıktığını bilmiyorlardı. Abdulkadir-i Geylânî’ye akraba olan ailenin o dönemdeki büyüğü Hacı Kasım-ı Bağdâdî, 1277 yılında Bağdat’tan ayrılarak önce Musul’a gelmiş ve burada iki yıl kadar kalmış, oradan Mardin, Diyarbakır ve Hazro’ya geçmişti. Bu şehirlerde belli süreler kaldıktan sonra nihayetinde Siirt’e bağlı Tillo ve ardından Şirvan’ın Pay (Taşyaka) köyüne yerleşmişti. Arvasilerin Anadolu’da kurduğu ilk medrese ve tekke bu köydedir.
Kasım Bağdâdî, bu medresede 27 yıl tedris ve irşat faaliyetlerinde bulunduktan sonra Hac ziyaretinde bulunmuş ve ardından altı ay Şam’da kalmış, oradan da Mısır’a geçerek dokuz ay Mısır’da kalmıştı. Yanında bulunan oğlu Muhammed bu süreçte Ezher’de ders vermişti. Kasım Bağdâdî Mısır’dan Bursa’ya hareket etmiş ve 1322 yılında gerçekleşen fetihten iki yıl sonra 1324 tarihinde Orhan Gazi’yi ziyaret etmiş, bu ziyarette misafir edildiği sarayda padişaha ve nesline dua etmişti.
21 Aralık 1324 günü Orhan Gazi ile vedalaşarak Bursa’dan ayrılan Kasım Bağdâdî, önce Urfa’ya oradan da Pay köyündeki dergâhına geri dönmüştü. Bu süreçte bir süre Urfa’da müftülük yapan oğlu Muhammed, babasının yanına dönerek onun yanında seyr u sülûkunu tamamlamıştı. Babası Kasım Bağdâdî, Abdulkadir-i Geylânî’nin torunu Şeyh Abdurrezzak’ın kendisine giydirdiği hırkayı oğlu Muhammed’e giydirerek ona hilafet vermişti. Hilafet alan Muhammed, babasından izin........
© Maarifin Sesi
visit website