Kozan’da Kaynayan Kazan
İnsan, sivil sözlere daha çok rağbet ediyor.
Kendisine dikte etmeyen, buyurgan kelimeler ve kavramlar kullanmayan kimselerin sözlerine daha fazla kulak kabartıyor.
Zira sivilliğin özünde bir doğallık ve saygı vardır. Dinleyici açısından bir maruz kalma değil, katılma söz konusudur.
Sivil sözlerin değeri bütün bunların da ötesinde, bir otorite gösterisinden azade ve beklentisiz olmasındadır.
Sivil söz, iyilik içerir. Otorite dili ve iktidar endeksli sözlerde ise hasbîlik yerini hesabî bir boyuta bırakır.
Son zamanlarda özellikle gençlerde görülen dini alandan uzaklaşmaların sebeplerinden biri de işte bu sivil dilin ve söylemin azalmasıdır. Sivil diye başlayan bütün oluşumların hasbiliğinin artan bir oranda azalması yahut bir kısmında bütünüyle kaybolmaya başlamış olmasıdır. Yalnız görüntüye ve kemiyete dayalı bir eylem planının tatbik edilmesidir.
Bunca dini kurum, bunca din görevlisi, bunca cami, bunca STK ve bunca dindar kimseye rağmen akışın negatif yönde hızlanması, özünde bu sivilliğin kaybolmasıyla önemli oranda paralel bir görünüme sahiptir.
Buraya kadar dillendirdiğimiz sivil dil ve eylemden kasıt, kısaca “Allah rızası” olarak bilinen beklentisiz iyiliğin ta kendisidir. Eskilerin dava dedikleri diriltici dert…
Sivillik, iyi ve doğru yönünde beklentisiz eylemlilik halidir.
Ve kısaca sivillikte bir işle kendini bir yere getirmek değil, bir işi bir yere getirmek esastır.
İşte tam da böyle düşünen bir gönül ordusu var........
© Maarifin Sesi
visit website