Üslup Bilmek Kendini Bilmektir
Üslup, sözlükte “izlenen yol, benimsenen tarz” anlamına gelir. Dil ve edebiyatta üslup kişinin kendi duygu, düşünce ve heyecanlarını dile getirme şekli, dili kullanma biçimidir. Yazarın kelimeleri konuya uygun biçimde seçme ve kullanma tarzıdır. Kelimeler manaya giydirilmiş kıyafetlerdir. Bu kıyafetleri güzel, anlamlı gösteren ise usul ve üsluptur.
Usul ve üslup, bir şeyi aslına uygun, doğru ve layık olduğu şekilde yerine getirmek; bir amaca erişmek için izlenen tarz, yöntem, yol ve yordamdır. Yol yordam bilmeden yola çıkılırsa yol şaşar, amaçlara ulaşılamaz. Bu sebep sonuç ilişkisi bize “Usulsüzlük, vusulsüzlüktür.” kelamını hatırlatır. Genel bir başka kanı da “insanın ne olduğunu sergilediği tavrından belli olur” şeklindedir.
Üslup, bir anlamıyla yazarın yazma ve konuşma tarzını ifade eder.Üslubun İfade ettiği başka bir anlamı “duruş” tur. Aynı zamanda üslup hayatı yaşama ve algılama biçimidir. Üslubun dinle de hikmetle de hayatın kendisiyle de doğrudan ilgisi vardır.
Üslup sahibi insan, kişiliği oturmuş, şahsiyetli insandır; kendine ait bir duruş ve tarzı vardır. Düşüncesi, karakteri, kriterleri bellidir; zamana, mekana ve kişiye göre değişmez. Durduğu, duracağı yeri bilir. Nerede, nasıl ve ne zaman konuşacağını iyi bilir. Kasıtlı olarak kimseyi yanıltmaz, kandırmaz. İncinse de incitmek istemez. Hatasında ısrar etmez, affeder, gerektiğinde af diler. Böylelikle bu hayatı kolay ve huzurlu bir şekilde yaşar.
Üslup her ne kadar yalnız edebiyat ilmiyle alakalı gibi görünse de müzik, resim, hat, mimari gibi bütün sanat dallarıyla da doğrudan ilgilidir. Daha doğrusu her ilmin bir usulü, her sanatın bir üslubu vardır. Hatta usul müstakil bir ilim olarak kabul edilir. İlim de sanatta insan kaynaklı olduğu için her ikisini de icra eden insanın üslup, usul bilmesi ve uygulaması mübremdir.
Nasıl üslubunu oluşturamamış sanatçı, kişiliğini oturtamamış demek ise her birey için de bu böyledir. Bir üslubu........
© Maarifin Sesi
visit website