Şiir Okuyan Öğretmenler Unutulmuyor
Bir okul ziyaretimin ardından sosyal medyada paylaştığım fotoğrafın altına genç takipçilerimden birisi fotoğraftaki okul müdürümüzü kastederek “Remzi Hoca’m, Kız Meslek Lisesinde müdür yardımcımızdı. Hiç unutmam, bir keresinde Sakarya Türküsü’nü okuyarak dersimize girmişti.” diye not düşmüş, yıllardır görmediği öğretmenini görmenin sevinciyle selam ve saygılarını ifade etmişti.
Düşülen bu nottan anladım ki şiir okuyan öğretmenler unutulmuyor.
Öğretmenliğim boyunca pek çok ünlü şairimizin şiirlerinden anlam bütünlüğü olan en güzel mısraları, beyitleri, dörtlükleri, hatta şiirleri öğrencilerime yazdırdım. Yazdırdığım o şiir parçaları, yani bercesteler, yıllar sonra “Şiirden Şuûra” adıyla dört yüz sayfalık bir antoloji hâline geldi. Karşılaştığım öğrencilerimden bazıları, mısraları ve şiirleri yazdıkları defterleri hâlâ sakladıklarını söylüyor.
Üzerinden çeyrek asırdan fazla zaman geçse de anılar defterinde gül yaprağı gibi saklanan şiirler, şiir parçaları! Kaç dersin defteri için mümkündür bu?
Gördüm ki şiir çiçeği her dem terütaze kalıyor ve kolay kolay solmuyor.
Sevdiğimizde, sevdalandığımızda, dertlendiğimizde, içlendiğimizde, incindiğimizde, üzüldüğümüzde, hüzünlendiğimizde, sevindiğimizde, ümitlendiğimizde, kendimizi yalnız hissetiğimizde, özlediğimizde, hatta öfkelendiğimizde şiire sarılır; yazabilirsek yazar, okuyabilirsek okuruz. Eğer ezberimizde varsa okuduğumuz birkaç mısra ile ruhumuzu sakinleştirir veya coştururuz. Çünkü şiir; az söz, çok anlam demektir. Şiir, sözün özüdür. Şiir, insanı hâlden hâle taşır. Aslında bu, insanın bulunduğu âlemden başka bir âleme varmasıdır.
Şiirle duygularımız ve düşüncelerimiz dirilir, hayallerimiz kanatlanır.........
© Maarifin Sesi
visit website