Eşek Hoşafın Suyunu İçerse
“Eşek hoşaftan ne anlar!” meşhur atasözlerimizden birisidir. Atasözünün devamı “Suyunu içer, tanesini bırakır.” şeklinde olsa da genellikle birinci cümle daha çok bilinmekte ve kullanılmaktadır.
Bu atasözü genel olarak “karşı tarafın herhangi bir konuda kıymet bilmemesini” ya da “ince, güzel, kıymetli şeylerin değerini bilmeyen kaba, bilgisiz, görgüsüz kimseleri eleştirmek ve onlardan incelik beklenmemesi gerektiğini belirtmek” için kullanılır.
Anlatacağımız olay; fıkra değil, kıssa değil, masal değil, uydurulmuş bir hikâye de değil. Bilakis bir hakikat, yaşanmış bir vakadır.
Yıllar önce, herhangi bir yaz günü, ücra köylerin birinde, sabahın erken saatlerinde, mesela güneşin doğmasına yakın, bir düğün evinde, çayıra salınmak maksadıyla ahırından çıkarılan evin eşeği doğruca davetliler için hazırlanan yemek kazanlarının olduğu yere, yani aş ocağına gitmiş.
Kazanlarda gün ve gece boyunca hazırlanan etli nohut, kavurma, çorba, keşkek, topalak, etli pilav, turşu, hoşaf, irmik helvası, cacık… Onlarca kazanın içinde envaiçeşit yiyecek doluymuş.
Çünkü kuşluk vaktinin ortalarına doğru davullar vurulacak, zurnalar çalınacak, grup grup, üçer beşer davetliler sökün edecek. Davetlilerin gelmeye başlamasıyla bir hizmet yarışı başlayacak. Tabak tabak yemekler sinilere dizilecek. Yüzlerce sini, “Değmesin, yağlı boya!” sözleri eşliğinde davetlilerin önüne çıkarılacak. Davetliler birbirinden güzel, nefis yemeklere alelacele kaşık çalıp afiyetle yiyecek. Velhasılıkelam aşçılar, bulaşıkçılar daha çok........
© Maarifin Sesi
visit website