Allah’ın elini şeriata zorlamak
Bir dönem önce bazı insanlar şeriat avazlarıyla yeri göğü inletiyorlardı. Şimdi ise ne bir ses ne de bir seda var ! N’oldu? Şeriat geldi de bizim mi haberimiz olmadı? Şeriat söylemini tamamen unuttular. Halbuki şeriatın ne zaman geleceğini ve ne zaman gideceğini Allah tayin eder. Kulun içinden istemesi ve sosyal bünyede ve düzeyde bunu yaşaması beklenen bir şeydir. Lakin külli düzeyde bunu sağlamak beşerin harcı değildir. Haddini de aşar. Bu tür süreçler ilahi süreçlerdir ve beşer üzeredir. Şeriat ve hilafet noktasında yerine getirme (ikame) ve kaldırma sürekli olarak meşieti ilahiye bağlanmıştır. Nitekim “Nübüvvet Allah’ın dilediğince aranızda kalacaktır. Allah onu kaldırmayı dilediği zaman kaldırır. Sonra nübüvvet tarzı üzerinde hilâfet kaim olur. O da Allah’ın dilediği kadar kalır. Sonra ısırıcı saltanat ve melikler dönemi zuhur eder. Allah’ın kalmasını istediği kadar kalır. Allah kaldırmayı murat ettiğinde de kalkar. Sonra ceberrut/zorba iktidarlar gelir. Allah’ın dilediği kadar kalırlar. Allah dilediği zaman bu süreci de sonlandırır. Sonra nübüvvet tarzı üzere Hilâfet gelir. Sonra sükut etti.”(Ahmet b. Hanbel). Bu hadiste beş dilimlik İslam tarihinde yönetim evrelerinin; gelmesinin ve gitmesinin sürekli olarak Allah’ın dilemesine bağlı olduğunu görüyoruz. Yani kulun inisiyatifine bırakılmamıştır. Çatlasanız da patlasınız da bu süreçler sizin iradenize ram olmaz. Mücerret........
© Maarifin Sesi
visit website