menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çanakkale Ruhu İşte Bu!

11 35
18.03.2024

Çanakkale zaferinin 109. Yılında Çanakkale Kahramanlarımızı, Bedri’n Arslanlarını, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ruhlarının şad, mekanlarının cennet olmasını diliyorum.

Yazıma, Çanakkale ruhunu yansıtan, Çanakkale Harbi’ne katılan bir neferin Kızına hitaben yazdığı bir mektup ile başlıyorum. “Benim güzel kızım! Evvela selam eder, gözlerinden öperim. Bugün Temmuz ayının 14’üdür. Ramazan-ı Şerif’in ikinci günü. Şeyhülislam Ürgüplü Mustafa Efendi: “Çanakkale cephesinde harp eden askerin oruç tutmamasına ruhsat vardır.” Diye fetva yayınlamış. Yine de benim içim rahat etmedi. Gece nöbette, siperin önünde iki kök çiriş buldum. Allah’ın hikmeti, nasıl kalmış ise onca harabatın içinde… Onunla sahurumu yaptım, lakin kimseye de söylemedim. Bütün gün yeni siperler kazmakla iştigal ettik. Bir kerecik bile susamadım.

İftara doğru düşman, taarruzunu arttırdı. İçimden ‘İftar etmeye fırsat kalmayacak diye geçti. Sonra komutanın emriyle bütün atışlar birdenbire durdu. Siperlerden birinden bir asker çıktı. Düşman taarruzuna aldırmadan ‘Allah-u ekber’ diye akşam ezanını okumaya başladı. Sonra elden ele dolaşan mataralar gördüm. Bir yudum içen, yanındakine veriyor. En son bana geldi. Dudaklarım titredi. Ben de sandım ki, bir tek ben oruçluyum. Meğer bütün bölük oruçluymuş. İçime bir ateş düştü o an. Ben o iki çirişi yedim ya, bunca insan sahursuzken, ben o iki çirişi nasıl yedim? Ben şimdi Erzurumlunun, Darendelinin, iftarını yapmadan şehit düşen Yeniceli gardaşlarımın hakkını nasıl öderim?”

Müslüman Türk’ün tarihi pek çok parlak zaferle doludur. Ancak Çanakkale savaşlarının tarihimizde ki yeri müstesnadır. Çünkü ne Çanakkale zaferi normal şartlarda kazanılan sıradan bir zaferdir. Ne de Çanakkale’de savaşa katılan asker sıradan bir neferdir? Onun için İstiklal Şairimiz M. Akif Ersoy, Çanakkale savaşını bedir savaşına, Çanakkale kahramanlarını da bedrin Arslanlarına benzetmiştir.

Çünkü Bedir de Hz. Muhammed (s.a.v) ve onun güzide ashabı çarpıştı. Çanakkale de ise, İsmini ondan alan Mehmetçik! Bedir de düşmanın galibiyeti mukadder olsa idi, İslam’ın ocağı Medine düşecek, İslam daha doğmadan kaynağında boğulacaktı. Çanakkale ye saldıran haçlı ordusu galip gelseydi İstanbul düşecek, Anadolu’dan başlayan istila bütün mukaddes toprakları kuşatacaktı. Bunun için Çanakkale de askerlerin önünde melekler bayrak çekmiş, Peygamber de onlara ağuşunu açmıştır. Neticede 18 Mart 1915 Kahraman Mehmetcik kesin zafere ulaşmıştır.

İngiliz ordu kumandanı Orgeneral Hamilton; “Bizi Türklerin maddi gücü değil, manevi gücü yıkmıştır. Çünkü onların bir atım barutu bile kalmamıştı. Fakat biz onlara gökten inerek yardım eden güçleri müşahede ettik!..” İngiltere Başbakanı da: “Biz Çanakkale’de Türklerle savaşmadık, Tanrı ile savaştık!” Sözleriyle bu gerçeği itiraf etmişlerdir.

Çanakkale zaferi, imanlı yüreklerin yazdığı diriliş destanıdır.

Manevi bir yardım olmasaydı umutların tükenmeye yüz tuttuğu bir anda Seyit Onbaşı normal insan gücüyle 276 kiloluk top mermisini kaldırıp, tek başına namluya sürebilir miydi? Öyle olmasaydı, Cevat Paşa’nın (Çobanlı) 18 Mart’ta 1915 günü 26 mayını kıyıya paralel olarak döşeme” emrini........

© Maarifin Sesi


Get it on Google Play