Yakından da Hoş Gelen Davul Sesi: Mehter
MEHTER dosta coşku, halka huşû veren; düşmana korku salan, dehşet uyandıran eski çağ tiyatroları gibi etkili bir haykırış, saşalı gösteri, Türk’ün milli sazı. Hükümdarın haşmetini ve gücünü musikiyle dile getiren, törenlerin ve savaşların olmazsa olmazı. Geçit alayında törene giden sultana eşlik eden, tahta çıkarken kılıç kuşanma merasimlerinde, yabancı elçileri karşılamak için sarayın önünde düzenlenen törenlerde, bayramlarda, zafer kutlamalarında, şehzadelerin şerefine verilen ziyafetlerde nevbet vuran, imparatorluğun taşıdığı gücün simgesel boyutu. Fetih ruhuna refakat eden davulun tılsımlı sesi.
Davul- zurna müziğinin kökeni Moğol Türklerine kadar gidiyor. Göktürklerde hânın önünde, askeri geçit alaylarında nevbet vurulur, davul çalınırmış. On birinci yy.da Sultan Alparslan nevbethaneye her gün üç namaz vaktinde davul vurma ayrıcalığı tanımış. Davul, sultanların atlarına binip indiğini gümbürtüsüyle halka haber verirmiş. Sarayın kapısında beş nevbet, meliklerin oturdukları köşklerin önünde de üç nevbet vurulan Selçuklu döneminde davul, zurna, nakkare ve nefirlerden kurulu resmi musiki takımı özel törenlerde de görev alıyormuş.
Davul musikisi Osmanlı Devleti’nin doğuşuyla birlikte daha yüce bir anlam kazanmıştır. Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Mesud 1284’te Eskişehir’den Yenişehir’e kadar olan toprakları bir sancak olarak Osman Gazi’ye verdiğinde kendisini vergiden de muaf tutup tuğ, alem, davul ve nakkareyi beylik alametleri olarak fermanla bildirmiştir. Osman Gazi, divanı........
© Maarifin Sesi
visit website