Yakından da Hoş Gelen Davul Sesi: Mehter II
Bir önceki yazımızda ağırlıklı olarak tarihi gelişiminden söz ettiğimiz, geleneğimizde önemli bir yeri olan, hayatın her alanında coşkulu sesiyle milli duyguları harekete geçiren mehteri ne kadar anlatsak az kalır.
Davula vurmak demek olan, mehterin başladığını duyuran “nevbet vurmak” tabiri tarihimizde önemli bir yere sahiptir. Divanı Lûgatit Türk’te devletin hâkimiyet alameti “Tuğ dikilip nevbet vuruldu” ifadesiyle belirtilir. Orduyu yönlendirmek, askerlerle iletişimi temin etmek için savaş bandosunda davul önemli bir iletişim aracı olarak kullanılagelmiştir. Şaman geleneğinden kalma kutsal yurt düşüncesiyle ilişkilendirilen davul sesi, moral ve maneviyatını yükselterek orduyu menzile ulaştırır. Osmanlı İmparatorluğu’nda savaşa da götürülen büyük davul olarak adlandırabileceğimiz kös, mutlaka çift olarak at veya fillerin sırtında taşınarak vurulurdu. Savaş sırasında Padişah ve vezirlerin yanında bulunan mehter sürekli çalar, çatışma başladığında sesi şiddetlenir, askerin cesaretini artırıp güç verirken düşmana korku salar. Bir kale muhasara edilmişse surların dibinde sabaha kadar çalmaya devam eden mehter, düşmanı uyutmayarak psikolojik bir şiddet uygulardı. Savaş meydanından en son mehter bandosu ayrılır, ordu dağılsa bile mehter devam ederdi. II. Viyana Kuşatması bozgunla sonuçlanınca mehter, görevini ihmal etmeyip en son çekildiği için enstrümanlar düşman tarafından ele geçirilmiştir. Yolu düşenler bu........
© Maarifin Sesi
visit website