Bir eğitim Metodu Olarak Meşk
Meşk, geleneğimizde önemli bir yer tutan, asırlarca kullandığımız bir eğitim yöntemidir. Kelimenin sözlükte ilk anlamı “yazı alıştırması” olarak geçse de musiki eğitiminde neredeyse düne kadar (yüz yıl öncesine kadar) kullanılagelen bir yöntem olmuştur. Hattattın öğrencisine yaptırdığı yazı alıştırması meşkin ilk ortaya çıkış şeklidir. Hat talebesi hocasının verdiği yazı örneğine bakarak onu birebir taklit ederek öğrenir. Ödeve bakan hattat, orijinaline benzemeyen harflerdeki eksiklikleri, nasıl olması gerektiğini söyler, yazı tamamen aynı olana kadar çalışma devam eder. Mevlevihanelerde dervişin sema öğrenme yöntemi de meşk usûlüyle olur.
Asıl üzerinde duracağımız musiki meşki de hocanın karşısına geçen öğrencinin onu taklit ederek eseri noksansız ezberleyip icra etmesine dayanır. Musiki dersleri meşkhane adı verilen odalarda yapılır. Sultan Abdülmecid’den itibaren saraya Batı müziği zevki hakim olmaya başladığında bile Dolmabahçe ve Yıldız saraylarında meşkhaneler varlığını devam ettirmiştir.
Hüsnü hatta olduğu gibi musiki meşki de tekrar edip ezberleyerek hocayı taklit etme üzerine kurulmuş, bir sözlü öğrenim yöntemidir, buna “eser geçmek” denir. Bu yöntemle öğrenci yalnız eseri öğrenmekle kalmaz, 400 yıllık repertuarı bir sonraki nesle aktarma vazifesini de üstlenir, böylece gelenek devam ettirilir. Meşk usulünde üstat ile talebe........
© Maarifin Sesi
visit website