New York’ta, yoksul Yunan göçmenlerin yaşadığı mahallede, 1923’de dünyaya geldi. Operanın en saygı duyulan şarkıcılarından biri oldu. Mükemmeliyetçiliği yüzünden ‘Kaprisli Diva’ olarak anıldı. Üç buçuk oktavlık sesiyle tüm zamanların en ünlü sopranosu olarak tanındı.

Paris’te, 1977’de ani bir kalp krizi sonucu öldüğünde 53 yaşındaydı. Cesedi yakıldı, külleri Paris’teki Pere Lachaise Mezarlığı’ndaki sembolik mezarına gömüldü. Külleri çalındı. Bulunduktan sonra vasiyeti üzerine Ege Denizi’ne serpildi. Bu sanatçı Maria Callas’tı ve onun dilinden düşürmediği bir duası vardı:

“Yardım et bana Tanrı’m.
Bana istediğini ver.
İyi ya da kötü ayrımı yapmıyorum.
Ama bana dayanma gücünü de ver.”

Dal Gibi Bir Kız

Bir yabancı tv’nin ses yarışmasında tesadüf ettim ona. İncecik, dal gibiydi. Saçları çok kısa kesilmiş, erkek çocuk tıraşını andırıyordu. Kuğu gibi boyun, ışıl ışıl iki iri göz ve tebessüm halinde iki kiraz dudak. Kollar adeta baston. Sıfır beden bir dünya güzeli. Çağdaş Twiggy.

“Sorun Yok” adlı kendi bestesini seslendirmek için sahnede. Bir sanatçı parıltısına sahip. Bunun jüri de farkında. Farkında olmadıkları, az sonra şarkısını dinleyecekleri genç kızın, karaciğerinde, akciğerinde ve........

© Maarifin Sesi