Üçüncü Göz
Kritik bir eşikte olduğumuz tartışma götürmez bir gerçek. Her şeyi yerinden eden ve yeni bir yer edinmesini alabildiğine zorlaştıran güçlü bir devinimin içinde savruluyoruz. Yeni ve güçlü bir adaptasyon çabası içinde olduğumuzu söylemek güç. Ya işlevsiz, kendi içine kapanan rekleksif tutumlar sergileniyor veyahut mevcut akışa pürüzsüz bir eklemlenme gösteriliyor. Kritik bir eşikte olmamız kendi başına bir talihsizlik durumu oluşturmuyor. Kritik eşiğin kritik oluşu bu kritik durum karşısında ne tür bir var oluş hamlesiyle mukabelede bulunduğunuz ile ilgili bir şey. İki tür çaresiz stratejiyle baş ettiğimizi sandığımız dinamiğin çok güçlü ve karmaşık olması elbette başlı başına büyük bir mesele. Ancak meseleyi daha büyük ve kronik hale getiren şey meselenin büyüklüğünü ve ciddiyetini gözeten bir karşılık verme çabasının olmayışı. İşin biraz daha vahimi esas itibariyle içinde olduğumuz bu kritik eşiğin küresel ölçekte seyrediyor oluşudur. Dünyanın büyük bir fetret devri yaşadığını söylemek yanlış olmasa gerek.
Bu tarz dönemlerde ezberlere sığınmanın oluşturduğu bir rahatlık elbette var. Bir tür savunma mekanizması da sayılabilecek bu tip ezberlere sığınma tavrı anlaşılmayacak bir şey değil. Yeni durumu bu ezberlerin çerçevesine oturtmaya çalışmak güvenlik endişesini savuşturmaya yarıyor. Yukarıda bahsettiğim sürece eklemlenme ise bir kayıtsızlığın, çaresizce telim oluşun ifadesi ve başka tür bir savunma mekanizması esasında. Yeni ve canlı bir atılımın........
© Maarifin Sesi
visit website