Sahtekârlığın itirafı
ANALİZ
Siyasette trajik günler yaşıyoruz.
Bir tarafta muhalefetin cılızlığı ve pasifliği diğer tarafta iktidarın fütursuzluğu baş döndürüyor.
Önceki gün ise aslında zihinlerimizde var olan bir sahtekârlığın itirafı ile karşılaştık.
Salı günü partisinin grup toplantısında her zaman yaptığı gibi muhalefete çok ağır sözler söyleyen bununla da yetinmeyip CHP’yi, Halk TV’yi ve 4 gazeteciyi adeta “indirin bunları” talimatıyla hedef gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aynı akşam meclis resepsiyonunda kalabalığı yararak yanına gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e “üzülmüyorsunuz değil mi, bazen siyaset gereği konuşuyoruz” dedi.
Özgür Özel de olanca nezaketle “Olur mu öyle şey, herkes düşündüğünü söyler aslolan sevgi ve saygıdır” diye karşılık verdi.
Nedir bu?
Ne olacak, siyasi sahtekârlığın, iki yüzlülüğün itirafıdır.
Bunun adı asla siyasette yumuşama, gerginliği azaltma veya nezaket değildir olamaz.
İki tavır arasındaki dağlar kadar fark aslında Türkiye’deki siyaset erbabının 85 milyon insanı salak yerine koymasıdır.
Bahçeli ve Özel’in sözlerinden her şeyin aslında bir tiyatro oyunu olduğunu anlıyoruz.
Türkiye çok büyük bir pasta.
Bu pastayı yemek için sözde değişik fikir ve görüşteki insanlar bir araya gelmişler, hesapta birbirlerini yiyor gibi görünüyorlar ama aslında birlikte tüm milleti yiyorlar.
Bütün bunlar sadece bir kişiye çok yarıyor.
O da AKP Genel Başkanı Erdoğan.
Millet geçim derdinde.
Millet can derdinde.
Millet ayakta kalma derdinde.
Siyaset ise sahtekârlık üzerine kurulmuş bir oyunun parçası.
Erdoğan, tüm yetkiyi ve gücü ele geçirmiş olarak bu büyük tiyatronun yönetmeni konumunda.
Yönetmen hiç değişmiyor, siyasi parti lideri ya da milletvekili olan figüranlar gidip geliyor.
Sonuçta bu milletin kanı emiliyor.
Bu millet birbirine düşürülüyor.
Bahçeli’nin itirafı bana göre bir kırılma noktasıdır.
Tiyatro oyunu itiraf edilirken, öte yandan “İsrail’le savaş” masalı uydurularak millet birlik ve beraberlik ruhu içinde Erdoğan’ın arkasında toplanmaya çağrılıyor.
Bütün muhalefet seyrediyor.
Koca bir millet çaresiz seyrediyor.
Açık yazayım, bunca yıllık hayatımda tüm ülkenin bu kadar çaresiz kaldığına hiç tanık olmadım.
Büyük sıkıntılar, krizler hatta darbeler yaşandığında bile bir çıkış yolu öngörülebiliyordu.
Ama şimdi durum farklı.
Balık baştan kokmuyor, tümüyle çürümüş halde.
“Çare tükendi” demek gelmiyor içimden ama bu kez galiba çok zor artık.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Başlığı okuyunca silahlı kuvvetler zannetmeyin, onu çoktan delik deşik ettiler zaten, sözünü ettiğim Ordu, Karadeniz’in doğa harikası ili Ordu.
TEMA’nın raporuna göre, 1991 yılında turizm merkezi ilan edilen Ordu’nun şu doğal özellikleri var;
- Burada bulunan mendereslerin dünyada eşi ve benzeri yoktur.
- Bu bölge yeraltı su kaynakları ile çok zengindir. Çölleşmeye doğru giden........© Korkusuz
visit website