Özdil Bey’in planına kısa bir bakış…
Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın müzakerecisi, aynı zamanda Dışişleri Eski Bakanı Özdil Nami, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için bir fikirler manzumesi ortaya atmış.
Geçtiğimiz ay benim programıma da konuk olan Özdil Bey, Kıbrıs sorununda yeni bir modaliteye ihtiyacımız olduğunu anlatmış ve Rumların aslında en başından beri karşı çıktığı takvim ile hakemlik meselesini gündeme getirmişti.
Geçtiğimiz günlerde BRT’de bir programa katılan Özdil Nami, bu çözüm önerilerinin kapsamını bir miktar daha arttırarak anlatmış.
Kıbrıs Raporu aslı sitede yayımlanan habere göre, Özdil Bey’in müzakerelerin yeniden başlatılmasıyla ilgili planı özetle şu şekilde:
1-Müzakereler kaldığı yerden devam eder ve anlaşılacak takvim üzerinde 3 ay içinde tamamlanır.
2-Uyuşmazlık halinde uluslararası hakemlik mekanizması devreye girer.
3-Referandumda her iki taraf da “evet” veya “hayır” der.
4-Türk tarafı “evet” derse “Federal Kıbrıs” çatısı altında AB üyeliğine kavuşur. ‘Hayır’ derse çözümle birlikte kazanacağı hakların tümü askıda kalır.
5-Rum tarafı “evet” derse mülkiyet, toprak düzenlemesi, güvenlik gibi konularda ilerleme sağlanır. Eğer “hayır” derse tanınmış tek devlet olarak elinde tuttuğu AB üyeliği gibi imkanlar ortadan kalkar. Bu aşamada adada iki devlet kurulur ve BM Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilir.
Son dönemde Özdil Bey’in daha çok dillendirdiği ama CTP lideri Tufan Erhürman’ın da yine son dönemde çok anlattığı bu modele yakından bakmakta fayda vardır.
Bir kere, Özdil Bey ile yaptığımız programda da ifade ettiğim üzere, böylesi bir modalitenin, sürecin sonunda elde edilecek ayrılıkçı kazanımlara yontulacak şekilde ayak sürümelere ve bölünmenin kalıcılaşmasına yol açacak büyük sıkıntılara yol açabileceğini düşünmek olası. Ama öte yandan sonuç odaklı bir müzakere sürecinde, ortaya bir sonuç çıkması arzusunda olmak da durumundayız.
Şimdi tek tek gidecek olursak, müzakerelerin kaldığı yerden, yani Crans Montana’da devam etmesi bence doğru bir yaklaşımdır. 6 Temmuz 2017, yani konferansın son günü, Kıbrıs sorununun yüzde 90’dan fazlasının çözülmüş olduğunu bilen bir insan olarak, Özdil Bey’in “3 ay yeter” demesine de katılıyorum. Gerekli olan şey irade ve iyi niyettir, dolayısıyla 3 ayda her şey paket haline kolaylıkla getirebilir.
İkinci husus, yani hakemlik meselesi bana göre önerilerin en çetrefilli noktalarından birisidir. Çünkü tarafların arasında çıkması kesin olan sorunların, güvenilir bir hakemliğe bırakılması ciddi güven gerektiren bir durumdur.........
© Kıbrıs Postası
visit website