Bir Neslin Kaderi: Eğitimde Gerçek Dönüşüm
Eğitim, Bilim ve Kültürün Yeni Yol Haritası
Bir toplum yalnızca akılla değil, aklın emeğe dönüşmesiyle yükselir.
Okullar yalnızca bilgi dağıtan mekânlar değil; bir neslin kaderini belirleyen, bir toplumun yarınını yoğuran atölyelerdir. Eğitim, yalnızca sınavlara hazırlayan bir süreç değil, hayatın kendisidir. John Dewey’in dediği gibi: “Eğitim hayata hazırlık değil, hayatın ta kendisidir.”
Ne yazık ki, ülkemizdeki yapı hâlâ merkeziyetçi bir sistemin kalıpları içinde. Müfredatlar, atamalar, sınav biçimleri, hatta teneffüs süreleri dahi merkezden belirleniyor. Oysa farklı bölgelerin, farklı okulların ve farklı çocukların farklı ihtiyaçları vardır. Merkezî yönetimin görevi, temel ilkeleri koymak, adaleti sağlamak, kaynakları paylaştırmaktır. Ama yerel yönetimlerin ve okulların da kendi ihtiyaçlarına uygun kararlar alabilmelerine alan açmak şarttır. Çünkü eğitim, tek tip bir elbise değil; her çocuğun bedenine göre dikilmesi gereken bir kıyafettir.
Eğitimde Yeni Bir Yol Haritası
2005’te davranışçı modelden yapılandırmacı modele geçildiği resmen ilan edilmişti. Aradan 20 yıl geçti, ama gerçekte hâlâ sınav odaklı, davranışçı ölçme sistemlerinin içinde boğuluyoruz. Bugün hâlâ “birinci sınav, ikinci sınav, öğretmen kanaati” gibi kalıpların içindeyiz. Oysa ölçme-değerlendirme, sadece bilgi ölçmek değil; öğrencinin düşünme, üretme, problem çözme becerisini açığa çıkarmaktır.
Temel eğitimde her çocuğa asgari kazanımlar elbette sağlanmalı. Ama bunun ötesinde, programın büyük bir bölümü seçmeli dersler yoluyla öğrencinin ilgisine ve yeteneklerine açılmalı. Bir bölgede balıkçılık dersi olabilir, başka bir bölgede turizm ya da yazılım tasarımı. Çocuğun kendini tanıması, ilgi ve yeteneklerini keşfetmesi için derslerin esnek olması gerekir.
Burada kritik görev psikolojik danışman ve rehberlere düşüyor. Şu anda bir danışmana düşen öğrenci sayısı 400’lerin üzerinde. Gerçek danışmanlık için bu sayı 100’lere, hatta 50’lere düşürülmeli. Ancak o zaman çocukların portfolyoları takip edilebilir, gerçek yön bulma sistemi kurulabilir. Çünkü mesele yönlendirmek değil, çocuğun kendi yolunu kendisinin bulmasını sağlamaktır.
Eğitim, Bilim ve Kültürün Bakanlığı
Bugünkü Milli Eğitim Bakanlığı artık köhnemiş yapısıyla yalnızca “sıra-sandalye ve taşımacılık bakanlığı”na dönüşmüş durumda. Oysa 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde ihtiyacımız olan şey çok daha farklı:
“Milli Eğitim, Bilim ve Kültür........© Kıbrıs Postası
