Kıbrıs Barış Harekâtı’nın izleri ve bugüne yansımaları
“O gün, Türk askerleri geldiğinde her şey değişti. Bizim için bir kurtuluş oldu ama beraberinde göç ve ayrılıkları da getirdi.”
Bir görgü tanığının ifadesi
Yarım asırlık bir sürecin ardından, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50. yıl dönümüne ulaşmış bulunuyoruz. Bu kritik dönüm noktası, görgü tanığının ifade ettiği üzere Kıbrıslı Türklerin varoluş mücadelesinde bir mihenk taşı olmuş ve Ada’nın bugünkü yapısını şekillendirmiştir. Ancak, bu tarihin ardında yatan hikâye, sadece bir askeri harekâtın ötesinde, derin siyasi ve sosyal dinamikleri içermektedir.
1960 yılında üç ülkeye garantörlük hakkı verilmesi temelinde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, 1950’li yılların iç karmaşasını ve sömürge dönemini geride bırakarak, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında nüfusa oranla bir güç paylaşımı sağlamayı amaçlamıştı. Ancak, bu hedefe ulaşmak mümkün olmadı. 1950’lerde Kıbrıslı Rumların bağımsızlık mücadelesinin ana sütunu olan Enosis (Yunanistan'a ilhak), büyük bir kısmının zihninde yer etmiş ve Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılar giderek artmıştı. 1963'te başlayan Kanlı Noel olayları, Ada’da gerilimi tırmandırarak Kıbrıslı Türklerin izole gettolarda yaşamalarına neden oldu. Bu olaylar, iki toplum arasındaki kırılmanın derinleştiği bir döneme işaret etmektedir.
1974 yılına gelindiğinde, Ada’daki tansiyon doruk noktasına ulaştı. 15 Temmuz 1974'te, Yunanistan'daki cunta tarafından desteklenen bir darbe ile Cumhurbaşkanı Makarios devrildi ve yerine Nikos Sampson getirildi. Bu darbe, Enosis hedefine yönelik bir adımdı ve Kıbrıslı Türkler için ciddi bir tehdit oluşturuyordu. Bu durumda, Türkiye'nin müdahalesi kaçınılmaz hale geldi.
Yoğun bir diplomasi trafiğinin ardından 20 Temmuz 1974 sabahı, Türkiye garantörlük hakkını kullanarak Kıbrıs Barış Harekâtı'nı başlattı. Türk Silahlı Kuvvetleri, Ada’ya havadan ve denizden çıkarma yaparak Kıbrıslı Türkleri koruma ve Ada’ya barışı getirme amacı güttü. İlk aşamada, Girne-Lefkoşa hattı kontrol altına alındı ve Kıbrıslı Türkler için güvenli bölgeler oluşturuldu.
İkinci aşamada “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla 14-16 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilen harekât ise Ada’nın kuzey kısmının kontrol altına alınmasını sağladı. Bu harekât, sadece Kıbrıs Türk halkının güvenliğini sağlamakla kalmadı, aynı zamanda Ada’nın bugünkü siyasi yapısının temellerini attı.
“O gün, evimizden ayrılırken hem umutlarımız hem de gözyaşlarımız vardı. Ailemiz bölünmüş oldu ama Türkiye'nin burada olması bize güven verdi.”
Bir başka görgü tanığının........© Kıbrıs Postası
visit website