Mao sahneye çıkıyor
Çinlilerin afyon sömürüsünü sert bir şekilde durdurması İngilizleri kızdırıyor. Çin’e büyük bir savaş filosu gönderiyorlar. Çin’in imha ettiği afyonu tazmin etmesini istiyorlar. 1. Afyon Savaşı başlıyor. Çin önce direniyor. Neyle direnecek? Denizde donanması yok, karada tahkimat yok. Sonunda İngilizlerin şartlarını kabul ediyor.
“Çin, afyon stokları imha edilerek ‘soyulan’ tüccarların zararlarını tazmin etmek üzere 6 milyon gümüş taler ödeyecek; çeşitli borçları karşılığında 3 milyon, savaş tazminatı olarak da 12 milyon taler daha verecekti. Bu tutarlar zaten boş olan imparatorluk hazinesini çok ağır bir yük altına sokuyordu.”
(Bu arada, taler yaklaşık 29 gram ağırlığında gümüş sikke. ‘Dolar’ kelimesi de ‘taler’den evrilmiş.)
Antlaşma uyarınca “Kanton’a birkaç mil uzaklıktaki bir sahil adası İngilizlere veriliyordu; adanın yerel dilde ‘tütsü kokulu liman’ anlamına gelen güzel bir adı vardı: Hong Kong.” (1840)
2. Afyon Savaşı’na Fransa da iştirak ediyor.
Sefiller’in ve Notre Dam’ın Kamburu’nun yazarı Victor Hugo bir İngiliz gazeteciye savaşı şöyle yorumluyor:
“Bir gün iki haydut Yazlık Saray’a girdi. Biri yağmaladı diğeri yaktı. Sonra kol kola ve gülücükler saçarak Avrupa’ya döndüler. İki haydudun öyküsü budur. Biz Avrupalılar uygarız ve bizim gözümüzde Çinliler barbardır. Uygarlığın barbarlığa yaptığı işte budur. Fransız İmparatorluğu bu ganimetin yarısını cebine indirdi ve şimdi Yazlık Saray’dan toplanmış ıvır zıvırı sergiliyor. Kurtulmuş ve arınmış Fransa’nın soyulmuş Çin’e ganimeti geri göndereceği günün geleceğini umut ediyorum.”
(Bu cümlenin altını çizmek lazım. Hugo’nun gelmesini umduğu günler yaklaşıyor olabilir. Şu anda insanların çenelerini meşgul eden 3. Dünya Savaşı........
© Karar
visit website