menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hani protesto haktı? Nerede bizim hakkımız?

72 1
01.05.2024

Protesto aynı zamanda insan haklarımızın iktidar sahibi kurumlar tarafından tanınmasını sağlamada da hayati bir rol oynadı. Halkın bu toplanma gücü, 1930’da Hindistan’daki İngiliz sömürge yönetimine karşı yapılan Tuz Yürüyüşünden, 1968’deki küresel öğrenci hareketlerine, Ulusal Parti’nin Apartheid rejimine karşı başkaldırdığı için mahkûm olan Nelson Mandela’nın adaleti için senelerce sürmüş, tüm dünyaya yayılmış olan büyük protestolardan, son yıllardaki Black Lives Matter hareketlerine kadar, sürekli olarak dünyamızı şekillendirmeye devam etti.

Aynı amaç uğruna bir arada olan insanların tarih yazdığı ve bugün sahip olduğumuz hak ve özgürlükleri bize teslim ettiği sayısız örnek var.

Tuz yürüyüşünü hatırlayalım. Gandhi’nin dünya tarihine geçen bu eylemi Hindistan’ı işgal eden İngiliz emperyalizmine karşı büyük bir protesto ve direniş öyküsüdür. İngiliz tekeli tuz gibi temel bir insanî ihtiyacı sömürü nesnesi yaparak inanılmaz karlar elde etmişti.

Mahatma Gandhi 1930’da yaklaşık 400 kilometre yürüyerek Hint Okyanusu sahilindeki Dandi köyüne gelerek İngiliz sömürge askerlerinin bütün engellemelerine karşın avucunun içine aldığı tuzu yoldaşlarına dağıttı ve Tuz Yasasını tanımadığını ilan etti. Gandhi’nin bu protestosundan sonra 60 binden fazla insan hapse girdi. Lakin bu eylem sonucunda “Tuz Yasası” tarihin çöplüğüne atıldı.

Fransa Senatosu, Fransa’daki spor müsabakalarına başörtüsü takan sporcuların katılmasını engelleyen bir yasa tasarısını onadı. Yasa tasarısı yasakların daha da genişletilmesini de öngörüyordu.

Fransa’da “Les Hijabeuses- Hicaplılar” adlı bir grup Müslüman kadın futbolcu hala daha bu insani haklarının kendisine tanınması için mücadele ediyor. Ve bir kadın öncülüğündeki bu grup ülkedeki........

© Karar


Get it on Google Play