menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yap 100 TL 15 milyon abonen olsun

19 6
08.05.2024

Ticarette para kazanmak sanıldığı kadar kolay değildir. İnsanların çok rahat para vereceklerini düşündüğünüz şeylerde bile cimrilik yaptıklarını görebilirsiniz. Bunun birçok sebebi olabilir ama futbolda birçok başka faktör de var.

Genelde Türkiye’de futbolun çok izlenildiği ve sevildiği düşünülür ama kendim de hasta bir taraftar olarak bunun çok da doğru olmadığını görüyorum. Futbol eskisi kadar popüler değil ve kimse ligimizi izlemek için can atmıyor.

Sorulduğunda “A takımlıyım, B takımlıyım” diye cevap veren çok ama “Takımı sayar mısın?” ya da “En sevdiğin topçu hangisi?” gibi sorusuna kadınları geçtim erkeklerin bile çoğu iki, bilemedin üç futbolcuyu güçlükle sayabiliyor. Dahası hala “Metin-Ali-Feyyaz”, “Prekazi, Hagi, Taffarel”, “Rıdvan, Aykut, Oğuz, Alex”, “Hami, Şota, Büyük-Küçük Orhan ” sayanlar var ve pek çoğunun takımının maçı olup olmadığından bile haberi yok!

***

Ortada bir de Passolig garabeti var. Çıktığı gün güya sahalardaki şiddeti bitirecek diye lanse edilen uygulama taraftar söğüşlemek ve milleti stadyumlardan uzak tutmaktan başka bir işe yaramıyor. Her şeyin TC Kimlik numaraları ile yapıldığı bir çağda passolig üzerinden bilet almaya zorlanıyoruz.

Hafta sonu çarşıda gezerken “A bugün maç varmış, hadi hep birlikte maça gidelim!” şansımız elimizden alınmış durumda.

Biraz romantik bir hikaye anlatayım. İstanbul’a gezmeye giden iki arkadaşın yolu Beşiktaş’a düşer. Dolmabahçe Sarayını gezmek için Beşiktaş İskelesi’nden ağaçlı yolu takip ederek saraya gideceklerdir ve o gün Beşiktaş’ın da maçı vardır. Stada doğru........

© Karar


Get it on Google Play