Asmayalım da besleyelim mi?
Türkiye’de ne zaman insanlarımız karşılaştıkları zorluk derecesi yüksek, çetrefilli, çarpıcı ve rahatsız edici olaylara sadece duyguları ile tepki vermeyi bırakıp akıl ve mantık süzgecinden geçirerek, doğru kıyaslar yaparak ilkesel tepkiler vermeyi öğrenir işte o vakit adam oluruz.
Çevremizde hemen her gün toplumun bam tellerine dokunan olaylar oluyor ve bizler de çoğu kez toplu hezeyan krizlerine giriyoruz.
Hoş normal durumlar bile bizde hezeyan sebebi olabiliyor.
***
Suriyeli bir sığınmacı suç işler, toptan Arap düşmanlığımız hortlar. Halbuki, benzer suçları zaten bizim insanımız fazlası ile işliyor.
Bazı suçları etnisite-mezhep-particilik üzerinden değerlendirip, suçu kınamak için kim, kime karşı, neden yapmış diye bakmak gibi de çirkin bir mizacımız var. Ve maalesef Müslüman coğrafyasının her köşesine bu hastalık bir şekilde sirayet etmiş durumda.
Filistinli çocuklara gözyaşı dökerken Yemen’de ölen Husi çocuklar nedense hiç umursanmaz.
Öldüren Sünni, ölen Şii olduğu için mi?
Hoş, Uygurların Türk-Müslüman-Sünni olması da bir sebeple yeterli gel(e)meyebilir!..
Kilise baskını oldu, çoğunluk sus pus.
Aslında kimsenin konuşmasına gerek yok ama kanaat önderlerinin mesajları çok önemli. Onların da alttakilerden çok bir farkı olmadığı için insanlık adına mesaj verme konusunda fazlası ile zayıfız.
***
Bir de tepkinin boyutunu ve yönünü doğru ayarlayamadığımız olaylar var.
Türkiye’yi sarsan........
© Karar
visit website