Güç dengesi, CHP, AK Parti?
Birkaç gündür AK Parti’nin neden kaybettiği üzerine yorumlar yapılıyor. Ki yapılması da gerekiyor. Zira uzun yıllar ülke siyasetini şekillendiren, kitleleri ardından sürükleyen bir partinin liderliğini kaybetmesi çok önemli bir hadise.
Yerel seçimlerde AK Parti’nin yara aldığı, bir anlamda kolunun kanadının kırıldığı söylenebilir. Bunu söylüyorum zira lider parti demek bulunduğu alanı yönlendiren, oyunun kurallarını belirleyen demektir. Ki son seçimlerde oyun kurucu özelliğinin de yara aldığı görünüyor. Dolayısıyla bu vaziyetin iyi analiz edilmesi gerekiyor. Bir taraftan da iktidardaki partinin hangi yola evrileceği hepimizi ilgilendiriyor.
Bir önceki yazıda belirttiğim üzere yenilginin altında birçok sebep yer alıyor doğrusu. Konuyu toparlamak gerekirse yenilginin kökünde asıl ‘kötü yönetim’in yer aldığı düşüncesindeyim. Şöyle ki; yönetimin özünde eldeki kaynakları, imkânları ve zamanı en ekonomik şekilde ve en fazla faydayı sağlayacak biçimde kullanmak yatar.
Bu bağlamda yıllarca kaynakların (insan kaynağı, ekonomik kaynaklar…) heba edildiği ülkemizde ilgili rakamlara, göstergelere bakarak ‘etkin bir yönetimden’ bahsedilebilir mi? Ya da verimlilikten söz edilebilir mi?
Bir de şöyle soralım: “2023 yılı için hedeflenen milli gelir, ihracat, enflasyon, işsizlik gibi rakamların geldiği nokta ortadayken etkin bir yönetimden bahsedilebilir mi?” Zira gerçekleşen ile hedeflenen arasında bir uçurum olduğu aşikâr.
Öte yandan tüm bu sonuçlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset bilgesi olduğu gerçeğini değiştirmez. Dolayısıyla bu yenilgi sonrasında Erdoğan’ın ne gibi adımlar atacağını izleyeceğiz. Asıl rekabet bundan sonra yaşanacak da denilebilir.
Açıkçası yerel seçimlerin en önemli sonucu AK Parti’nin liderliği kaybetmesiyle birlikte ‘güç dengesi’nin bozulmasıdır. Bu noktada şu sorular önemli:
AK Parti etki alanını eskiye çevirebilecek mi? Diğer taraftan CHP yeni ortaya çıkan etki alanını koruyabilecek mi? Özellikle tepki oylarını kalıcı hale getirebilecek........© Karar
visit website