‘Yasak Kelime’
Tatar Çölü yazarı Dino Buzzati’nin ‘Yasak Kelime’ adında bir hikayesi var. Yeni taşındığı şehirde henüz birkaç ay geçirmişken bir kelimeyi kullanmanın yasak olduğu bilgisine ulaşan kişinin o sözcüğü bulma çabalarını anlatır. Daha doğrusu tam bir bilgi de değildir ayırdına vardığı şey. ‘Üstü kapalı sözlerden, imalı şakalardan, tedbirli ve kaçamak konuşmalardan, fısıldaşmalardan’ anladığı kadarıyla ‘kullanılması yasak bir kelime vardır’. Hangi kelime olduğunu bilmez öykünün kahramanı. Buzzati bilerek ona bir isim bile vermez. Fakat mesleğinin gazetecilik veya yazarlık olduğunu kestirmek mümkündür kahramanın. Ve sonunda yirmi yıldır bu şehirde yaşayan arkadaşı Geronimo’ya koşar. Onunla konuşmak ister. Öykünün kahramanına değil ama hangi kelimenin yasak olduğunu bilen kişiye isim vermekten çekinmez yazar. Böylelikle, edebiyat içinde sezgisel bir labirent kurar.
Edebiyatı küçümseyip ona burun kıvıranlar için hayatın dolayımlarla ve sembollerle karşılanması sinir bozucudur. En yalın gerçeği kavrayışında bile kendiliğinden bir dolayım yaratır çünkü edebiyat. Dino Buzzati’nin ‘Yasak Kelimesi’ de saklananlar içinde görünenler, görünenler önünde saklananlardan örülmüş dolayımlı bir edebiyat şaheseridir. Parmağın gösterdiğine bakanlar parmağı görmeseler bile baktıklarında parmağı bulurlar. Yasak Kelime’nin kahramanına ‘ doğru, öyle bir kelimeyi kullanmamız yasak. Bu yüzden o kelimeyi kullanmaktan kaçıyoruz’ yanıtını verir Geronimo. Ama, bir türlü kelimenin ne olduğunu söylemeye yanaşmaz.
‘Bu şehir bana iş verdi, kucak açtı, iyi bir hayat sundu’ diye sürdürür konuşmasını. Öyle ya, bir kelimeyi kullanmanın yasak........
© Karar
visit website