‘Sorumluların’ büyük sorumsuzluğu ya da...
Ya da, evet ya da dilimizin o pek yerindeki kelimeleriyle söyleyip derece derece sayarsak, sorumluların büyük yüzsüzlüğü, pişkinliği, körlüğü, vurdum duymazlığı, yalancılığı hatta ahlaksızlığı…
O denli çok sorunun içinde yaşıyoruz ki ülke olarak bunların hiçbiri bugün doğmuş ve yarın hemen çözülecek konular değil. Ayrıca kimsenin elinde sihirli değnek de yok. Esaslı meseleler kahramanlıkla, mucizeyle, şapkadan tavşan çıkartarak değil, bilgi, akıl, yöntem ve zamanla çözülür. Böyle olduğu halde, ikide bir karşımıza çıkıp da ahkam kesen, akıl verip yol gösterenler, o vaatten bu yemine geçenleri gördükçe hayretimiz artıyor. Hayretimizi bu denli yükselten sadece konuşanların söyledikleri değil. Vaktiyle en yetkili makamlara, konumlara oturmalarına rağmen bir yol açamadan, bir sorunu çözemeden çekip gitmiş olmaları konuşanların. Yetmezmiş gibi her fırsatta konuşmayı devam ettirmeleri. Üstelik söylediklerinde yeni ve parlak bir yan da yok. Aynı eda, aynı üslup, aynı bakış, aynı düzey. Yalnız biraz temkinleri kaybolmuş. Olur da tuttuğum makam, mevki sözlerimden zarar görür mü endişesi kalmamış artık. Hatta ben demiştim, öngörmüştüm, dillendirmiştim havası daha öne çıkmış.
Sanmayın ki sadece sosyal ve kültürel meseleler söz konusu olduğunda öne çıkıyor bu yüzler. Ekonomiden tutun tarıma, siyasetten başlayın dış politikaya, orman yangınlarından çıkın denizciliğe, Türk- Yunan ilişkilerinden başlayın Kars’taki Ani harebelerinin geleceğine, Ahlat mezar taşlarına, Aspendos antik tiyatrosunun kullanımına, Aydın incirine, İğneadaya usulsüz kurulan........
© Karar
visit website