Kur’an ahlakında doğruluk, dürüstlük ve güvenilirlik
Bilerek hakkı bâtıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin.” (Kur’an: Bakara 2/42)
“...Bu (ahiret), doğrulara doğruluklarının fayda vereceği gündür…” (Mâide 5/119)
“… O gün “Allah Teâlâ doğruları doğrulukları sebebiyle ödüllendirecektir.” (Ahzâb, 24)
***
Çağımızda Müslüman toplumlar ve yönetimler doğruluk, dürüstlük ve güvenilirlik konularında giderek ağırlaşan sorunlar yaşıyorlar. Oysa genel ahlakta olduğu gibi Kur’an ahlakında da birlikte yaşamanın en önemli şartı doğruluk, dürüstlük ve güvenilirliktir. Bu konuda pek çok ayet ve hadis vardır. İki ayette “Sana buyrulduğu gibi dosdoğru ol!” denilir (Hûd 11/112, Şûrâ 42/15). Diğer iki ayette, “Rabbimiz Allah’tır” deyip doğruluk (istikamet) çizgisinde yaşayanlar övgüyle anılmaktadır (Fussılet 41/30; Ahḳâf 46/13). Resûlullah, kendisinden kapsamlı bir öğüt isteyen birine, İslam’ın özeti sayılan bir buyruğunda “Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol!” demiştir.
Hem İslâmî öğretide hem de insanlık vicdanında doğru, dürüst ve güvenilir olmanın en önemli şartı kul haklarına riayettir. Bu haklara İslâmî kaynaklarda “hukuk-ı âdemi” (insan hakları) de denilir.
Bir kimsenin, kendisine ait olmayan bir şeyi haksız şekilde elde etmesi veya birini gayrimeşru bir yolla maddi-manevi hak kaybına uğratması kul hakkına tecavüzdür. Bu nedenle onlarca ayet ve hadiste yalancılık, sahtecilik, hırsızlık, yolsuzluk (gulûl), gasp, emanete hıyanet, ölçü ve tartıda hile, kumar, tefecilik gibi meşru ve ahlâkî olmayan yollarla insanların........
© Karar
visit website