menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Bid‘at’ ya da yenilik korkusu

26 1
31.01.2024

Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Bid‘at, kültürümüzdeki “İcat çıkarma!” söyleminin karşılığıdır. Hâlâ şunu yeterince kavramış değiliz: Toplumlar “icat çıkararak” gelişmişlerdir.

Bid‘at kelimesi “yenilik” anlamına gelir; aynı anlamda muhdes de kullanılır. Bid‘at konusu, görebildiğim kadarıyla, hemen hiçbir klasik İslâmî kaynakta insanların yararı yönüyle ele alınmamış; tamamen din ile ilişkisi bağlamında, özellikle Sünnet kavramının karşıtı olarak tartışılmıştır.

“Bid’at” Kur’an’da geçmez. Sahih hadislerde ise “Peygamber sonrasında dine yeni inanç ve ibadetler ekleme” anlamında kullanılır. Fakat ilim geleneğimizde “din” kavramının içeriği o kadar genişletildi ki, neredeyse bütün dünya işleri de muâmelât, fitne, sedd-i zerîa gibi kavramlarla dine katıldı. Hz. Peygamber ile ilk üç nesilden gelen veya sonradan üretilip onlara mal edilen rivayetler de “Sünnet” kavramına alındı. Yeni fikir, söz ve uygulamalar ise “bid‘at” ve “muhdes” sayılıp reddedildi.

İlk defa Hz. Ömer teravih namazını cemaatle kıldırmış, bu uygulama için “Ne güzel bir bid‘attir bu!” demişti. Koyu muhafazakârlar, “Ömer Sünnet’e uymadı, bid‘at icat etti” diyemediler; aksi halde “ehl-i bid‘at”ten saydıkları Şîa ile eşitleneceklerdi. “Ömer, bu sözünde bid‘at kelimesini sözlük anlamına kullanmıştır” gibi kaçamak bir gerekçe uydurdular. Bazıları da buna “iyi bid‘at” dediler.

Hicaz coğrafyasında, özellikle Medine’de yaşayanlarca bilinmeyen her masum gelenek ve........

© Karar


Get it on Google Play