NATO 75’inci yılını liderleriyle kutlarken
4 Nisan 1949’da 12 ülkenin Washington’da imzaladığı 14 maddelik kısa bir antlaşmayla kurulan NATO, tarihinde yaşadığı pek çok krizi ve gerilimi geride bırakıp bugünlere geldi. Üye sayısı 1952’de Türkiye ve Yunanistan’ın katılımıyla 14’e, 1955’de Batı Almanya’nın katılımıyla 15’e, günümüzde ise muhtelif genişleme dalgalarıyla 32’ye ulaştı.
Hedef daha da genişlemek, Gürcistan ve Ukrayna’yı da üyeleri arasına katmak. Ancak 2008 yılında tescil edilen bu hedefin önündeki en önemli engel Rusya. Rusya ittifakın kendi aleyhine genişlediğini, giderek daha fazla güvenliğini tehdit ettiğini söylüyor ve Ukrayna’ya karşı gerçekleştirdiği harekatlarını bu gerekçeye bağlıyor.
NATO üyeleri de Rusya’nın saldırganlığının günün birinde kendilerine yönelebileceğinden endişe ediyor. Bazıları Rusları daha fazla kızdırmamaktan, onunla uzlaşmaktan, bazılarıysa Rusya’yı cezalandırmak, Ukrayna’da yorup yıpratmaktan yana. Çoğunluk da Amerika’nın koruyucu şemsiyesinin caydırıcılık için vazgeçilmez olduğuna inanıyor.
Amerika derseniz oldum olası Avrupalıların daha fazla sorumluluk almasını, kendi güvenlikleri için daha fazla masraf yapmasını istiyor. Müstakbel Başkan Trump ise gayri safi milli hasılasının yüzde ikisinin altında savunma harcaması yapanları korumayacağını fırsat bulduğu her ortamda dillendiriyor.
Neyse ki 32 üyeden 23’ü bu hedefi 2024 sonu itibarıyla tutturacak. Zaten dün başlayıp yarın sona erecek zirvede konuşulacak en önemli konu da yük paylaşımı olmayacak. Ukrayna’ya verilecek desteği niteliği ve niceliğiyle Trump’ın yeniden seçilme olasılığını güçlendiren Biden’ın........
© Karar
visit website