Bütün köpekleri cezalandırmak yerine…
Yaklaşık 20 yıldır Göktürk’te İstanbul, Eyüp oturuyorum ve sokak köpekleriyle iç içe yaşıyorum. Şimdiye kadar beni ya da tanıdığım birini köpek ısırmadı. Sabahları erken kalkıp bisiklete bindiğimde arsız arsız havladıkları oldu. Bazı arabalara karşı hassas davrandıklarını, alanlarını korumak adına ve kendilerini yaralamak pahasına peşlerinden koştuklarını gördüm.
Ancak Göktürk’tün köpekleri insanlarıyla yıllardır uyum içinde yaşadı, ne insanlar onları rahatsız etti, ne de onlar insanları. Çoğu işyeri kapılarını açtı, bir kaç tanesini fiilen sahiplendi. Vitrinlerinde yatmalarına, kışın kapı aralıklarından esen sıcak klima rüzgarından yararlanmalarına müsade etti. Sokaklara kulübeler kondu. Biraz insani duyarlılığı olanlar onları besledi, su verdi.
Belediye de mama kumbaralarıyla hayatta kalma mücadelelerine yardımcı oldu. Bildiğim kadarıyla hemen tamamı kısır. Ya kulağında elektronik küpesi var ya da artık çipli. Muhtemelen aralarında yaramazlık yapanlar, insanlara saldırıp korkutanlar, hatta ısıranlar da olmuştur. Ama bir kaçı “suç” işliyor diye bu onların topyekün kıyımına gerekçe oluşturabilir mi?
Sahipsiz hayvanların 30 gün içinde sahiplenilmemeleri halinde bir tür soykırıma tabi tutulmaları anlayışla karşılanabilir mi? Tek kusuru suç işlemiş türdeşine benzemek olan bir varlık benzerliği nedeniyle yok edilebilir mi? Aynısı bize karşı uygulansa, ceza bireysel olmaktan çıkartılıp toplumsallaştırılsa hoşumuza gider mi? İnsanla hayvan arasındaki ayrım etik ve/veya dini açıdan bu denli derin mi?
Keşke yaşam koşullarımız müsait olsa da o hayvanları sahiplenebilsek. Çoğumuzumuzun........
© Karar
visit website