menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Müslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi?

47 1
previous day

Tarih boyunca hemen bütün toplumlarda ‘hukuk’ kavramı, insanın fıtratında var olan ‘hakkaniyet’ düşüncesini esas alarak gelişmiş ve giderek kurumsal hale gelmiştir.

Gerek Batı toplumlarında gerekse Müslüman toplumlarda, hukuk düşüncesinin farklı gelişim hikayeleri vardır. Ancak esas itibariyle bütün toplumlar için önemli olan, insanların bireysel ve toplumsal yaşayışında aile hayatından kamusal alana, suç ve cezadan milletler arası ilişkilere ve ticarete kadar her konuda belli kurallarla birlikte çözümlerin de üretilmiş olmasıdır.

Toplumların dinle olan ilişkileri bağlamında hukuku değerlendirdiğimizde farklı dinlerin kendi kültürel ikliminde oluşan ‘hukuk’ kavramının, içinde doğduğu toplumun yaşanan hayatı üzerine inşa edildiğini görürüz aynı zamanda.

Nitekim, geçmiş asırlarda Müslümanların ürettiği fıkhi bilginin, toplumda bir karşılığının olmasına özen gösterilmiştir. Dolayısıyla ilk dönem Müslümanlarından bu yana, İslam toplumlarının bir adalet tasavvuru olup olmadığını anlayabilmek için İslam fıkhının modern dünyaya verebileceklerine bakmak durumundayız.

Geçmişte İslam alimlerinin ürettiği fıkhi bilgileri, içinde yaşadığımız çağın şartları içinde yeniden yorumlayarak bugünün sorunlarına yeni çözümler üretebiliyorsak İslam fıkhının hayatiyetinin devam ettiğini söyleyebiliriz.

Eğer geçmiş dönemlerin toplumsal ve kültürel şartları içinde üretilen klasik fıkhı aynen bugüne taşırsak, fıkhı dogmatik hale getirerek tarihe hapsederiz.

Kısacası asırlar öncesinin klasik fıkıh literatüründen çözümler aramak yerine, günümüzde fıkıh-toplum ilişkisini doğru kurabilirsek fıkhın imkanlarıyla günümüz toplumuna yeni şeyler söyleyebiliriz. Aksi taktirde hep eskiyi tamir etmekte........

© Karar