Hayat hep yarım kalan bir baledir…
Öyle anlar olur ki yapayalnız kalırız bu dünyada, bir anda kendimizi her şeyden tecrit edilmiş olarak buluruz, sonra dönüp kederli akşamların ufkunda dünyadaki yalnızlığımızı seyrederiz.
Ve bir anda hayata küsüp, Portekiz’in ünlü şairi Fernando Pessoa’nın şu dizelerini mırıldanmaya başlarız: "Ben senin her zaman aradığın ve asla bulamayacağın kimseyim."
Maalesef dünya her zaman bizim istediğimiz gibi dönmüyor, kimi zaman hayat canımızı o kadar çok yakıyor ki etrafımızdaki zalimlikleri kimselere söyleyemeden suskunluğumuzu içimize gömüp kalabalıkların yalnızlığına karışıyoruz…
Ama dünya hep böyle dönüyor, Pessoa’nın satırlarında olduğu gibi biz de gösteriyi izlemeye devam ediyoruz: “Bana göre hayat, benim de dahil olduğum basit bir çerçevedir, sırf göz zevkine hitap eden, belli bir konusu olmayan bir gösteri gibi izlerim onu- hep yarım kalan bir baledir.” (Çev: Saadet Özen)
Fernando Pessoa düz yazıyı şiire tercih eden büyük bir şair, her zaman anlaşılmaktan korkmuş, kısa ömründe anlaşılmamak için elinden gelen her şeyi yapmıştır.
Başyapıtı olan “Huzursuzluğun Kitabı”nda, bir gösteriden ibaret olan dünya sahnesini şöyle tarif eder Pessoa: “Yaratmak uğruna kendimi yok ettim; kendi içimde o kadar dışıma attım ki kendimi, kendimin dışında varlık sürüyorum artık. Farklı oyuncuların........© Karar
visit website