İsterlerse günlük hayâtımızı felç edebiliyorlarmış
Teröristler, TUSAŞ’ı bastı, işinde gücünde vatan evladına kurşun sıktı. Beş şehîd ve onlarca yaralı var. Bu bilgiyi, sâdece ajanslardan öğrenmedik. Neredeyse canlı yayın yapıldı. Dağdaki bayırdaki çakallar ve içimizdeki hâinler şıkır şıkır oynarken kanımız dondu. Çünkü filmlerde gördüğümüz bu sahneler, Ankara’da yüzde yüz güvenlikli bir devlet kurumunun kapısında oldu ve bizler, her dâim “Allah zevâl vermesin!” diye duâ ettiğimiz devletin teröre karşı güvenlik zaafıyla yüzleştik.
Kafamdaki soruları, Ertuğrul Özkök de sormuş:
“Bu görüntüleri kim sızdırdı? Açılar, güvenlik kamerası, ama görüntüler çok net. Dün iki saate yakın, haber sitelerinde çok net görüntüler seyrettik. Açılarına bakıldığında bunlar güvenlik kameraları tarafından kaydedilmiş görüntülerdi. Ancak renkleri, netliği açısından bakarsanız görüntüler, sanki daha ileri bir teknolojiyle kaydedilmişti. Üstelik edit edilmiş gibiydi. Düşünün târihimizde ilk defa bir terör saldırısını neredeyse “Live” yâni canlı yayın olarak izledik. Bir “Call of Duty” bilgisayar oyundan fırlamış tipler… Modern bir ordunun elit birlikleri gibi giyinmişler. Ellerinde silahlar. Kapıda devletin bütün aczini, tedbirsizliğini açık açık görüyoruz. Ellerinde kaleş, iki terörist ateş ede ede içeri giriyor ve örgüt, resmen silahlı propaganda yapıyor. Devlet paralize olmuş. İki saat boyunca bütün Türkiye, dolayısıyla bütün dünya, resmen örgütün etkili bir propagandasını seyrediyor.”
Özkök, bu yayınla ilgili zayıf ihtimâlleri sıraladıktan sonra sadede geliyor:
“Geriye bu görüntülerin devlet içinden sızdırılması ihtimâli kalıyor. Acaba çalışanlardan biri mi sızdırdı? Bence bu da küçük bir........
© Karar
visit website