Yapay zekâ yapay zekâ yapay zekâ
Raymond Kurzweil’in Patlama Daha da Yakın’ını dün bitirdim. Bu kitabı daha önce haber vermiştim (https://bit.ly/io-patlama ). Mustafa Süleyman’ın Gelen Dalga’sını da yazmıştım (https://bit.ly/io-gelendalga). Durmadan aynı şeylerden mi bahsedeceğim! Başka şeyler yazayım artık değil mi?
Değil! Ben asıl bu konuların dışında şeyler yazıp konuştuğumuza şaşıyorum. Kinayeli bir deyiş vardır: Herkes telaş ve şaşkınlık içinde sağa sola koşuşup dururken siz sükûnetinizi ve soğukkanlılığınızı muhafaza edebiliyorsanız olup bitenin farkında değilsiniz demektir! Şu anda bunun tam tersini yaşıyorum. Kafamın içi telaş ve şaşkınlık içinde sağa sola koşuşup duruyor da çevrem sükûnetini ve soğukkanlılığını muhafaza ediyor! Olup bitenin farkında değiller sanki.
Mustafa Süleyman’ın dalgası da Kurzweil’in patlaması da geliyor. Üstümüze üstümüze geliyor. Zaten iki yazar da aynı oluşun az farklı cephelerini yazmış, o kadar. Temelde aynı şeyleri söylüyorlar. Fakat bunlar illa felaket vaat etmiyor. Hani “İktidar çürütür, mutlak iktidar mutlak tarzda çürütür.” denir ya. İşin felaket kısmı biraz buna benziyor. Mutlak güç geliyor. Ama bir kişiye, iki kişiye değil, ona hazır olan herkese geliyor. İşin korkulan kısmı, bu kadar gücün ortada olup kapanın elinde kalması sebebiyle kötüye kullanılması. Mesela birinin ucuz bilgisayar gücünü, CRISPR imkânını ve PCR cihazını ele geçirip hızlı bulaşan ve öldürücü bir virüs tasarlayıp üretmesi gibi. Bunlar torunlarımızın zamanında gerçekleşmesi beklenen fanteziler değil, bilen her kişinin bugün elde edip gerçekleştirebileceği şeyler. Emmanuelle Charpentier ve Jennifer Doudna........
© Karar
visit website