Kanalizasyon kokusu, belgesel, kendi evi olsa
Kıymetli meslek büyüğüm Taha Akyol’un Pazar günü kaleme aldığı yazının başlığı “Çürüme” idi.
Taha Bey her zamanki nezaketi ile Türkiye’de herkesin kanını donduran “Yenidoğan Çetesi” olayını çürüme olarak tanımladı ve sonuna kadar haklıydı.
Ancak ben biraz daha belki de sokak ağızı sayılabilecek şekilde Kanalizasyon Kokusu olarak adlandırmak istedim.
Çünkü bu kadarı da olmaz dediğimiz ne varsa daha kötüsünü yaşıyoruz her hafta.
Başka bir ülkede 1 yılda anca oluşacak gündem bizde haftadan haftaya değişiyor.
Ahlaki değerlerin bir kokusu olsaydı lağım kokusu gibi bir şey olurdu herhalde.
Yenidoğan çetesini uzun uzadıya anlatmayacağım. Herkes konudan haberdar oldu maalesef bir şekilde.
Bebek katili Abdullah Öcalan’dan sonra maalesef artık çeteleşmiş bebek katilleriyle karşı karşıyayız.
Günlük 8 bin Türk lirası için bebekleri öldüren doktor, hemşire, sağlık çalışanlarından oluşan bir çeteyle karşı karşıyayız.
Devletin savcısını tehdit ediyorlar. İlçe sağlık müdürleriyle iş tutuyorlar.
Kurumların içerisindeki yozlaşma öyle bir boyutta ki devlet artık devlet olma refleksini yitirmek üzere.
Denetim yok. Bilinçli ya da bilinçsiz. Ama denetim yok.
Devletin içerisindeki yozlaşmış kişiler her türlü suça göz yumuyorlar ve biz bunu her hafta yeni bir skandalla öğreniyoruz.
Parti devletinin en büyük problemlerinden biri nepotizmdir. Adam kayırma olarak bilinen nepotizmin hüküm sürdüğü bir devlette kamu görevlerine getirilen kişilerin sadece partililerden ya da tanıdıklardan seçilmesi nedeniyle görevli insan kalitesi düşer.
Bir yerden sonra ülke vasat seviyede insanlar tarafından yönetilmeye başlanır.
Yani devletin en başı ülkeyi yöneten kişi veya grup olabilir ama kamuda devlet için çalışarak hizmet veren kişilerin kalitesi de en az tepedekilerin kalitesi kadar önemlidir.
İcra eden o kişilerdir çünkü.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Yenidoğan Çetesi hakkında şöyle bir açıklama yaptı:
“Cumhurbaşkanımız gerek idari gerek adli ne gerekiyorsa yapılması konusundaki kararlılığını ifade etti, bu kişilerin yargı huzurunda hesap vermelerini istedi” dedi.
Soruyorum size cumhurbaşkanının ne istediği önemli mi?
Böyle bir skandal karşısında cumhurbaşkanı başka ne isteyebilir ki zaten?
Velev ki........
© Karar
visit website