Güvenilmez Ülke
Hukuk kanunları bilmeden üzerine yorum yapılabilecek bir şey değil. Dolayısıyla ben aklıma yatmayan, vicdanıma seslenmeyen bir karar okuduğumda hukukçu arkadaşlarıma isyan ederim “bu nasıl bir karar” diye. Sorarım.
Öğrenmeye çalışırım.
6 suçtan sabıkası olan 17 yaşındaki bir psikopat dışarda pimi çekilmiş bomba gibi nasıl dolaşıyor diye sorarım.
1 yıl içerisinde üç defa bir okula silahlı saldırıda bulunan madde bağımlısı neden ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılıyor diye sorarım.
Aldığım cevapların hiç biri de beni tatmin etmez. Etmiyor.
Nitekim gözlerimizin önünde öyle akıl almaz şeyler yaşanıyor ki kurumların güvenilirliğinden, sistemin doğru işlediğinden söz etmek imkansız.
Türkiye’nin başkentinde gündüz gözüyle siyasi bir figür olan Sinan Ateş öldürüldü.
Binlerce yazı yazıldı bu konuyla ilgili. Ben özellikle yazmadım. Davaya, ifadelere hakim olmadığım için hata yapmak istemedim.
Ama artık insanın kanına dokunuyor. Dava ile ilgili iddianame katili koruyanları korumak için hazırlanmış adeta.
Herkesin bildiği, ayyuka çıkmış gerçekleri savcılar iddianameye koymuyorlar.
Ya korkuyorlar ya da onlar da bu işin bir parçası.
Ayhan Bora Kaplan davasında da emniyetteki güçler savaşının çirkinliği tüm çıplaklığıyla önümüze seriliyor.
Ya da daha temel bir şey söyleyeyim. Üçünkü kez aday olamayacak olan Recep Tayyip Erdoğan istediği şekilde aday olabiliyor. Uyduruk maddelerle, yorumlarla “aday olabilir” diyorlar aday oluyor. Hatta 2028’de yine bir şey uydurup aday yapmaya........
© Karar
visit website