Nerede bu devlet?
Milletin kanı donarak izlediği “yenidoğan çetesi” olayı ahlakın, vicdanın, merhametin yani bütünüyle insanlığın alçala alçala yerin yedi kat dibine kadar inebildiğini gösterdi bize. Ancak yıllarca hiçbir kurumun haberi olmaksızın devam etmiş bu büyüklükteki bir organizasyonun bize gösterdiği bir şey daha var: Devletin artık büyük ölçüde devlet olmaktan çıktığı gerçeği. Devletin bütün kurumlarıyla ve bütün fonksiyonlarıyla beraber ortalıktan çekilmiş olduğu gerçeği. Siyasi iktidarın olanca gücüne karşılık devletin neredeyse hiçbir gücünün kalmadığı gerçeği.
Yenidoğan çetesi skandalında ilginç bir detay dikkatimi çekti: Bu tür olaylarda muhakkak devlet içinden kimi işbirlikçilerin olması gerekir. Yolsuzluk sivil kişilerin kendi başlarına işledikleri bir suç çeşidi değildir. Ancak söz konusu olayla ilgili hazırlanan fezleke ve iddianame içeriğine bakılırsa burada suça karışan tek devlet memuru ambulans şoförü görünüyor.
Bu durumda ya işin içindeki devlet görevlileri himaye ediliyor ya da söz konusu çete devlet içinden yardıma veya işbirliğine ihtiyaç duymaksızın yapacağını yapabiliyor. Her iki durumda da devletin iflasını izliyoruz demektir.
Son yıllarda devlet makinasının iyice yönetilemez hale gelmiş olduğu aşikar. Buradaki çelişki de aşikar. Bu ülkenin tarihinde bugüne kadar görülmüş en güçlü iktidar bir yanda... (Yargı elinde, asker elinde, polis elinde, medya elinde, sermaye elinde. Hatta cemaatler, tarikatlar, dernekler, vakıflar bile elinde…) Öbür yanda ise yönetilemeyen, çalıştırılamayan, işletilemeyen bir devlet........
© Karar
visit website