menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tamburî Aziz Bey’in hüzünlü öyküsü

22 9
12.08.2024

Hata, sönmeyen bir ateş! Bir kıvılcım gibi sıçramayagörsün insana, yakıp kül eder. Kül eder de koru hiç sönmez, yürekte arada bir parlar, yakar. Gözlerinizi kapatırsınız film şeridi gibi peş peşe sahneler, sonra sesler sökün eder… Mazi bir kader gibi bizi takip eder demişti galiba Tanpınar. Küçücük bir çağrışım sinir uçlarını titretiverir, hafıza denen barajın duvarları yıkılır, sular taşar, sel olur da hatıraların altında kalır insan.

Ayfer Tunç’un “Aziz Bey Hadisesi” (Can Yay., 2022) adlı uzun öyküsünü okuyup bitirince geldi aklıma bunlar. Yazarı karşımda olsa “Yani şimdi sırası mıydı o keder selinin sürüklediği, karşılıksız bir aşkla taa Lübnan’a giden, o hassas, içli, tükenmiş Aziz Bey’i cansız bir hüzün külçesi gibi önüme bırakmanın?” derdim. “Yanılgılarla dolu bir ömür…” (s. 9) diyor Ayfer Tunç onu anlatırken, sonra yine “şiddetle yanılmış” ve tekrar “hayatı zaten tümüyle yanılgıymış.” (s. 12)… Yanılgı, tamburî Aziz Bey’in hayatını özetleyen en iyi kelime. Hayatını kül eden, bir ‘aşk yanılgısı’ değil mi? Maryam’ın aşkıyla hiç bilmediği bir ülkeye giden ve sonra gerçeğin sillesiyle yere kapaklanan İstanbul’un içli ve uçarı çocuğu…

Elbette kaçamaz kimse yanılgıdan. Herkes, mutlaka bir........

© Karar


Get it on Google Play