menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Cansever’in “Çağrılmayan Yakup”u...

16 0
08.04.2024

Edip Cansever’in “Çağrılmayan Yakup”unun en önemli sorunu bu işte: Çağrılmamak! Varlığın bilinmeme, onaylanmama, dolayısıyla değer verilmeme ıstırabını şair, “Daha hiç çağrılmadım/ Biri olsun ‘Yakup!” diye seslenmedi hiç/ Yakup/ Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım”, “biletçinin bilet bile kesmek istemediği ben”, “Kimsenin sözünü bile etmediği bir Yakup” şeklinde dile getirir. Adsızlık, çağrılmama, büyük bir varoluş ıstırabıdır Yakup’ta, bir tür değersizleştirilme ve ötelenme!

Oysa biri adıyla çağırsa, Yakup dese, içindeki “durgun ve çürük bir suyu” düşürecek, ceplerindeki “eskimiş kâğıt parçalarını” atacaktır. Ama hayır onu kimse Yakup diye çağırmaz, onun için “Çağrılmayan”dır. Sade çağrılmayan mı? Hayır! Belki de çağrılmadığından kendisi dahi kim olduğunu karıştırır bazen; “Ben yani Yusuf” der dalgınlıkla… Ötelenmenin, dışlanmanın, değersiz kılmanın doğurduğu bir kimlik bunalımı. Bu değersizlik duygusuyla “bütün ilgiler sizin olsun/ Her türlü bir şeyler sizin olsun…” der kahırlanır. Şiire bir ‘karamsarlık’ çöker, mekâna bir sıkıntı siner; evler çürük ve sonsuz kayalardır, yollarda “ölü baykuşlar” vardır, “Bütün iskemleler ağır ve hastalıklı”dır,........

© Karar


Get it on Google Play