Balıkçı, hey Balıkçı!..
Cevat Şakir, bugün dahi bilinmeyen bir sebeple babası Şakir Paşa’yı 1914 Haziran’ında Afyon’da öldürmüş, bundan dolayı 14 yıl kürek cezasına çarptırılmıştır. Cinayetin sebebiyle ilgili rivayetler muhtelif.
Onun Türk edebiyatında Halikarnas Balıkçısı olarak tanınmasına yol açan asıl olay, Zekeriya Sertel’in “Resimli Hafta” dergisinde, 13 Nisan 1341/1925 tarihinde Hüseyin Kenan takma adıyla yayımladığı “Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmaya Nasıl Giderler?” başlıklı hikâyesidir. Cevat Şakir, bu hikâyesinden dolayı İstiklâl Mahkemesi’nde yargılanmış, akabinde Bodrum’a sürülmüştür. Sonra Ege’yle, tabii ki özellikle Bodrum’la (Halikarnassos) özdeşleşme!.. Artık Halikarnas Balıkçısı’dır.
İstiklâl Mahkemesi’ndeki yargılanma sürecini, ardından 1925’te Ankara’dan Bodrum’a yaptığı zorlu yolculuğu, o coğrafyaya dair izlenimlerini “Mavi Sürgün” (Bilgi Yay., 2022)’de anlatır. Onları başka bir yazımda anlatırım. Şimdilik Bodrum sürgünü öncesindeki hayatına dair bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum.
Kaynaklar genelde onu Halikarnassos’la, denizle, denizcilerle özdeşleştirerek öne çıkarırlar! Doğru da!.. Gerçekten de tüm eserlerinde, hep Halikarnassos, bu coğrafyada yaşayan denizciler, onların denizde........
© Karar
visit website