Demokrasinin “CHP hafızası” sorunu
Cumhuriyet Halk Fırkası yeni bir halk üretme projesiyle hareket etmiş ya…
27 yıl içinde yapa yapa yüzde 35’lik bir halk tabanı oluşturmuş ya…
Toplumun geriye kalanı, yani yüzde 65’lik kesimi açıktan ya da derinde bir karşıtlığı, hatta CHP öfkesini içselleştirmiş ya…
Bu karşıtlık Serbest Fırka denemesi ile kendini bir miktar ortaya koymuş ya… 1946’da bu karşıtlık daha belirgin hale gelmiş, ancak 1950’de CHP’yi iktidardan düşürecek boyutlara ulaşmış ya…
Ondan sonraki süreçte CHP, halk oyu ile iktidar olamayacağı düşüncesiyle, kayıt -dışı, dolayısıyla demokrasi dışı siyaseti hareketlendirmeye yönelmiş ya…
İşte oralardan bu yana halkta “CHP iktidarı mı?” sorusu yaka silkmeyle cevap buluyor.
Cümleyi doğru kuralım:
-Bir CHP hafızası var ve bu, halk nazarında demokratik alternatifleri değerlendirmenin önünü ciddi biçimde tıkıyor.
Halk, yani geniş çoğunluk, CHP dışı iktidarlardan illallah dediği süreçlerde bile “Yerine kim gelecek?” sorusu ile duraklıyor, bunun alt metninde de “CHP ise kalsın” tepkisi ve ardından da mevcut sıkıntıyı çekmeye devam satırları okunuyor.
İşin ilginci bunu CHP de biliyor, CHP karşıtlığı ile çarpık uygulamaları sürdüren siyasi kadrolar da biliyor.
CHP kendini yenileyememenin kıskacında ya da muhalefetin rahatlığında hayatını sürdürüyor, iktidardakiler ise, alternatifsizliğin keyfini sürüyor. Demokrasinin ya da her sistemin gerçekte halkın mutluluğunu sağlama ideali ise ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen halk bilinçlenmesine ya da halkı inandıracak gerçek alternatiflerin oluşmasına kalıyor.
Güncele gelirsek…
Ak Parti yola yolsuzluklar, yasaklar ve yoksullukla (3Y deniyor bun) mücadele şiarıyla yol çıktı. Kendini “muhafazakâr demokrat” olarak sundu. Alt metni, islami hassasiyet sahibi kadroların siyasi kadrosu........
© Karar
visit website