Yusuf Ekinci de gitti
Öğretmen, bürokrat ve siyasetçiydi. Her birinde öne çıkan, iz bırakan bir karakterdi. Anılacak, anlatılacak bir şahsiyettir. Diyeceksiniz ki bu sıfatlarla anacağımız insan çok. Evet çok; fakat bu koca koca sıfatların bir değer ifade etmediği zamanların çocuklarıyız. Birisini bize bu şekilde tanıtsalar, içimizde bir sempati ışığı bile yanmayabilir.
Yusuf Ekinci, işte bu değerine tırpan atılmış alanların yerini bilen ve üzerine titreyenlerdendi. Kolay iş değildir. Herkesin günü kurtarmaya çalıştığı, kimseyi ve özellikle kendisini rahatsız etmeden yürüdüğü yerde, vicdanına ve kurallara uyanı türlü zorluklar bekler. Hizmete koşulmak zahmetlidir. Bu zahmete bir de çevre baskısı eklenir. Arkadan dolaplar çevrilir. Önden, güya dost görünerek çam devirmeler devreye girer. Birileri “Nene lazım?” der. Daha dost görünen başkaları “Memleketi sen mi kurtaracaksın? Bırak herkes gibi hareket et! Etliye sütlüye karışma! Çoluğun çocuğun var..” demeye kalkışır.
Yusuf Ekinci ve benzeri karakterler bu sözlere verilen cevaplarda ortaya çıkar. “Çoluk çocuğun var” dendiği vakit, işte çoluk çocuklarımız için buradayız. İnsan sorumluluk taşıyandır. Bu görevler bize verilmiştir. Tarifleri vardır. Biz o çerçevede hareket ederiz. Bununla da yetinemeyiz; kendimizden katacaklarımız vardır. Yapacağımız işe ilgimizi, dikkatimizi, sevgimizi veririz. Diyecekleri bu sözlerle de sınırlı kalmaz. İnanmış görev adamının iç yangınıyla her durumda yapacakları vardır.
Yusuf Ekinci önce ve her zaman öğretmendir.........
© Karar
visit website