Bir Garip Öldü
Sessizce ölüp gitti bir sonbahar gecesi evinde. Maçka ağacından düşen yaprak gibi dalından koptu. Bir sarhoşun yürüyüşüne benzer şekilde döne döne süzüldü toprağa. Hiç ölümden korkmadı. Ölümle onlarca kez yüzleşti yaşamında. Ancak ne hikmetse yaşam şeklini hiç değiştirmedi. Garip ve aç bir şekilde yaşadı; ancak hep tok göründü.
Karnını doyuramayacağı yerde açlığını hiç belli etmedi. Gururu hep onunlaydı. Hiç kimseyi aldatmadı. Hiç kimseye ihanet etmedi. İhtiyacının dışında hiçbir şey istemedi. Çay alırken "Zeytin de al!" dendiğinde "Zeytinim var, gerek yok!" derdi. Gözü tok, yüreği pek idi. Öldüğünü çok Maçkalı bilmez; yaşarken de onu görmezdi. Kırık dökük hatıraları arasında çok az insan vardı.
Ne........
© Karadeniz'de sonnokta
