Otobüsteki kız
Bismillahirrahmanirrahim
Araba gitti elimizden!
Verilen nimetin şükrü eda edilmezse Allah onu alır…
Kös kös gidip Ego’dan kart aldık!
Bir de bunların telefona indirilen programı var, onu indirdik!
Hangi otobüs nereden geçerdi, nereye giderdi, harita üzerinde çalıştık…
Aldık çantamızı elimize çıktık yola…
Kızılay’ı, Ulus’u, Sıhhiye’yi yakından temaşa etme şansını da bu vesileyle bulmuş olduk.
Ben Ankara’ya gelmeden önce “Türkiye Yüzyılının” yönetildiği, dünyaya nizam veren başkentimizin, “Bin yıllık devlet aklımızın” ikamet ettiği otağımızın barok tarzında ince zevkle yapılmış binalar, geniş parklarla donatılmış olduğunu düşünür! “Her ahval ve şeraitte devletimizin bir bildiği vardır!” derdim!
Amanın amanın!
Bitişik nizam zevksiz binalar! Üflesen yıkılacak eskimiş apartmanlar! Yılgın yüzler! Hele o kaldırımlar! Hele o kaldırımlar…
Uzmanlar “Deprem ülkesiyiz!” diye ellerinde koca koca değnekler harita üzerinde anlattıkça Ankara’nın merkezi yerleri eskimeye devam ediyor…
O kadar adamı minnacık alanlara hapsetmek nasıl bir stratejik planlamanın neticesi gerçekten merak ettim…
Bütün Ankara giyiniyor, kuşanıyor, taranıyor sabahları ve akşamları vals yapmak üzere Kızılay’da buluşuyor… Halaya meyilli olanlar Ulus’a serbest stil tepinmek isteyenler Sıhhiye’e sökün ediyor…
Tövbe estağfurullah!
Sonra ben otobüslere inip binmeye başladığımdan beri -birkaç defa postu kurtarmaya muvaffak olduğumun da altını çizmeden edemeyeceğim-dikkatimi celbeden birkaç husus var.
Zengin sınıf, açık saçık giyinmeyi orta -kaldıysa eğer- ve alt sınıfa terk etmiş.
E olacak o........
© Internethaber
