menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hangi Hayvan Olmak İsterdiniz?

17 1
29.11.2025

Öğretmenlik yaptığım dönemlerde, girdiğim din kültürü ve ahlak bilgisi ve felsefe derslerinde bazen öğrencilerime bir yazılı sorusu olarak şunu sorardım: “Bir hayvan olmak isteseniz, hangisini tercih ederdiniz, niçin?” Aslında bundan maksadım öğrencilerimin düşünmelerini sağlamak, hayvanlara bakışlarını biraz derinleştirmek, hayatımızda yer alan bu canlıların etkisini, yerini görmek, kıymetlerini bilmek, en nihayetinde de insan olmanın o muazzam hâlini idrak edip Allah’a şükretmelerini sağlamaktı.

Dolayısıyla “bu saçma soru da nereden çıktı” demeyin. Eminim ki zaman zaman kendinizi bir hayvanın yerine koyduğunuz olmuştur.

Çünkü insanlar, hayvanlarla her zaman bir bağ kurmuş, birlikte hayat sürmüş, mücadele etmiş, savaşmış, kan akıtmış, çarpışmış, kendilerine ve çevrelerine zarar vermiş veya kazançlı çıkmışlardır.

Bu yaşanmışlıkları düşününce hayvanların bizim hem dostlarımız hem de düşmanlarımız olabileceğini görüyoruz. Rabbimizin onlara verdiği özellikleri ve kapasitelerini geliştirmek, süreci yönetmek bizim anlayış, kavrayış, inanç, yaklaşım ve sabrımıza bağlı.

Sosyal hayatın içinde eskiden hayvanlar daha çok yer alıyordu. Bugün modernleşmenin, teknolojik ilerlemenin ve şehirleşmenin etkisiyle tabiattan koptuğumuz gibi hayvanlardan da uzaklaştık. Fıtratımızda var olan bu güzelliği evde kedi köpek besleyerek, sokakları köpeklerle doldurarak, farklı tehlikelere ve acılara kapı aralayarak sürdürdük. Bu ayrı bir bahis.

Edebi eserlerde hayvanlar önemli bir yer tutmuştur. Başta Mevlâna olmak üzere pek çok âlim ve edip eserlerinde hayvanların yer aldığı hikâyelere yer vermiştir. Hayvanlar semboller üzerinden konumlandırılırken diğer yandan da onlara bazı hikmetli sözler söyletilmektedir.

Bu konuda yazılmış önemli klasiklerden biri de büyük sufi ve âlim Ferîdüddîn-i Attâr’ın kaleme aldığı Mantıku’t-Tayr (Kuşların Diliyle veya Kuş Dili) adlı şaheserdir. Bu eserde İslam inancı ve tasavvufun esasları makamlar ve semboller üzerinden hayvanların diliyle anlatılmıştır.

Fabl türü de zaten bu konuda en sarih tarzdır.

Hayvanları konuşturarak bazı mesajlar verme aynı zamanda büyük bir sığınak. Yazar, şair ve edipler fikirlerini, insanlara değil de hayvanlara söyleterek, olası tehlikeleri, eleştirileri de bertaraf etmiş oluyor.

Biz insanlar hayvanları kendi inançlarımıza ve........

© İnsaniyet