Ülkenin istikbali için şuurlu ve onurlu nesiller yetiştirmek-1
Bir ülkenin gelişmesi ve kalkınması bilimden sanata, edebiyattan spora, ekonomiden siyasete her alanda kendini yetiştirmiş insan kalitesiyle ölçülür; o insan ki ahlakı, dürüstlüğü, çalışkanlığı, vicdanı ve tecrübesiyle kendini önce vatanına ve milletine, sonra da tüm insanlığa hizmete adamıştır. Yetişen insan ülkenin kalkınması ve gelişmesi için her alanda eğitimli, vizyon sahibi, donanımlı, üretken, yetenekli ve liyakatli kimsedir. Bunun için eğitim sisteminin sahip olduğu tüm imkân ve şartlar böyle insanların yetişmesine kanalize edilmelidir. Bir milletin içinde yetişen insan sayısı ne kadar fazlaysa o milletin sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik düzeyi o kadar yüksek olur.
Milleti birbiriyle kaynaştıran gelenek ve görenekler, kültürel değerler, tarihi ve dini değerler milli birlik ve beraberliği ayakta tutan, farklılıkları ortadan kaldıran ortak yaşam öğeleridir. Medeni ilerleyiş bahsedilen bu milli dinamiklere dayanılarak olmalıdır. Millete kimlik kazandıran bu milli dinamikler dışta düşman karşısında direniş, içte milli muhasebe ve yenilenme bilinci, hem içte hem dışta sıkıntı ve buhranlı zamanlarda hayat veren ruh vazifesi görür. Milli şahsiyetin temsil edebilecek milli şuurun idrakinde olan zihinsel, fikirsel ve ahlaki ve manevi tekâmülü ile şahsiyetleşen fertlere ihtiyaç vardır. Mehmed Akif Ersoy, Babanzade Ahmet Naim, Ömer Ferid Kam, İbnulemin Mahmud Keml İnal, Mükrimin Halil Yinanç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ali Fuad Başgil, Remzi Oğuz Arık, Mehmed Fuad Köprülü, Nurettin Topçu, Hilmi Ziya Ülken, Süheyl Ünver, Ahmet Yüksel Özemre, Erol Güngör, Cahit Arf, Oktay Sinanoğlu, Aziz Sancar gibi din, felsefe, sosyoloji, tarih, sanat, kültür, edebiyat ve bilim şahsiyetleri bunlara örnek verilebilir.
Kendi kültür ve medeniyetini hazmetmiş biri olan Mehmed Akif Ersoy, Safahat adlı eserinin Süleymâniye Kürsüsünde başlıklı şiirinde:
Başka yerlerde taharrîye heveslenmeyiniz.
Onu kendinde bulur yükselecek bir millet;
Çünkü her noktada taklîd ile sökmez hareket.
Alınız ilmini Garb’ın, alınız san’atini; dizelerinde Batı medeniyetinin bilim ve teknolojisini almamızı; kültürünü, ahlakını ve yaşantısı tarzını taklit etmememizi söyler. Zira Batı Medeniyeti fertlerin bilgi, beceri yeteneklerini geliştirip sadece aklına yatırım yapar; ancak Doğu Medeniyeti fertlerin bilgi, beceri ve yeteneklerini geliştirmekle beraber vicdanını, merhametini, ahlakını, yardımseverliğini dikkate alarak kalbine de yatırım yapar. Bir sosyal psikolog olan merhum........
© Hürses
visit website