menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ateş çukurunun kenarından…

26 0
05.10.2024

30 Eylûl Pazartesi günkü yazımda, Karadeniz kıyılarından, ve özellikle Samsun’dan esintiler yansıtmaya çalışmış ve yazının ikinci bölümünü de 4 Ekim Cuma gününe bıraktığımı belirtmiştim. Çünkü, dünyada çok büyük gelişmeler oluyordu.

Aslında bugüne bıraktığım yazıda da, özellikle Samsun, Bafra ve Vezirköprü’de, o yörelerdeki müslümanlar arasında kanaat önderi durumunda olan ve katılımcı şahsiyetlerin 25 civarında olduğu gruplarla yapılan ve her birisi 3-4 saati bulan sohbetlerde konuşulan konu, ülkenin içinde bulunduğu günlük sosyo-ekonomik meselelerden öte, dünya Müslümanlarının en temel meseleleri olan bugünkü başsızlık ve çaresizliğin pençesinden nasıl kurtulabileceğimiz etrafındaydı.. Bunu sadece o bölgede değil, Anadolu’nun hemen her yerinde müşahede etmek mümkün..

Bir diğer konu da, alev dalgalarının yüzümüze vurduğu bu ateş çukurunun , bir bölge savaşıyla da sınırlı kalmayacağı ve bir Dünya Savaşı’na dönüşeceği ihtimali idi.. Hani, ‘Birinci Dünya Savaşı’na girilmeyebilirdi..’ gibi farazî yorumlar yapılır ya, şimdi de, benzer yorumlar yapılıyor ve amma, her neresinden bakılsa, 7-8 milyonluk bir Yahudi nüfusuna sahib sionist İsrail rejiminin bir mahalle kabadayısı ve çete örgütü havasında, 2 milyara yaklaşan dev bir nüfusa sahip bütün Müslüman dünyasına meydan okuyor durumda olması karşısında, Müslümanların elinin-kolunun bağlı kaldığının acısı dile getiriliyordu..

Ama, şu noktaya herhalde daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor.. Evet, medya organlarında, tv. ekranlarında, en barbar usûllerle, 60-70 bine yakın sivil-savunmasız insanların kanını döken siyonist İsrail çete rejiminin zulümleri devamlı anlatılıyor, gösteriliyor; ama, bu konunun aslında küçücük İsrail rejiminin işi olmadığı, aslında konunun, Müslüman coğrafyalarına yönelik, yeni bir ‘Moğol İstilâsı’ ve yeni bir ‘Haçlı İstilâsı’ durumunda olduğu gerçeği, büyük halk kitlelerinin dikkatine yoğunluklu olarak sunulmuyor ve büyük kitleler hâlâ konuyu küçücük İsrail’in cinayetleri olarak değerlendiriyor. ..

Halbuki, , 2003’de, Amerika, Saddam Irakı’na karşı saldırıya geçerken, o dönemin Amerikan Başkanı George........

© Haksöz


Get it on Google Play