Kentin en merak edilen vegan lokantasından bildiriyorum
Telezzüz ★
Kuşbakışı Caddesi No: 16, Üsküdar-İstanbul
Veganlık, Picasso’nun mavi dönemi gibi, günümüz kent insanının hayatının galiba olmazsa olmaz bir bölümü. Vegan doğulmuyor, olunuyor. Ve Vegan olanlar bunu sık sık vurgulamayı çok seviyor. Deniz Alphan ve Hülya Ekşigil’in “Yedik İçtik” podcast’ine konuk olan Murathan Mungan bir saatlik kayıtta lafı en az altı kez kendisinin vegan olduğuna getirmeyi başardı. Amerika’nın eski başkan aday adaylarından senatör Cory Booker da vegan olduğunu mutlaka hatırlamamızı istiyor.
New York belediye başkanı Eric Adams en meşhur veganlardan ama New Yorker dergisinin ortaya çıkardığına göre başı yolsuzluk skandallarıyla dertte olan başkan vegan olduğunu beyan ettikten sonra birkaç kere et yerken görüntülendi. Dünyanın en pahalı ve meşhur lokantalarından 11 Madison Park da artık sadece vegan yemek yapacağını beyan etti, ama mönülerinde gizli bir et olduğu ortaya çıktı. Her vegan olduğunu söyleyene güvenmemek gerek demek ki.
Açıkçası, benim de vegan bir dönemim olmuştu. Etik kaygılardan değil ama vücudumu temizleme amacıyla birkaç aylığına ete ara verdim. Bir gün Hacı Abdullah’ta “Etsiz ne yemek var?” diye sorduğumda önüme kıymalı ıspanak getirdiklerinde bu işin İstanbul’da kolay olmayacağını anladım ve omnivorluğa geri döndüm. Oysa vegan olmak çevre duyarlılığı açısından önemliydi, en azından haftada bir gün et yemeyerek kendi çapımızda gezegenin geleceğine katkı sağlayabiliriz. Bir de vegan’lık şık bir etiket, insanı ayrıcalıklı olduğu hissine inandırıyor. Özellikle kendilerini alfabenin farklı harfleriyle tanımlayan insanlar için kimliğinin yanına bir de V harfini eklemek neredeyse bir zorunluluk.
AYRICALIKLI BİR KAÇAMAK
Koç Topluluğu Spor Kulübü içine açılan vegan lokantası Telezzüz’de ilk olarak bir başka üç harf kombinasyonu karşılıyor misafirleri: GBT. İçeriye girmek için kimliğinizi teslim etmeniz, kimlik numaranızı kaydettirmeniz gerekiyor. Sadece bir kişininki de yetmiyor, herkes teker teker kaydediliyor. Bir lokantaya gitmek için çok fazla efor değil mi? Bardağın dolu tarafından bakalım: En azından yan masalarda gizli iş çevrilmediğini, karanlık tiplerin giremediğini biliyoruz.
Bu sıkı güvenliği içeri girdikten sonra anlıyorum: bir başka ülkeye yolculuk yapmak gibi burası. Bir yanda sergileriyle bilinen Abdülmecit Efendi Köşkü, bir yanda sonsuz bir koru, Koç Grubu’nun aileleriyle tadını çıkardığı ayrıcalıklı bir kaçamak.
Vegan ya da değil, sadece buraya girebilmek için Telezzüz’ü görmek şart. Yemek öncesi veya sonrası koruda yürümek başlı başına bir tecrübe. Mutfak ise bazen şaşırtıcı, bazen hayranlık uyandırıcı, zaman zamansa hayal kırıklığı. Önümüzdeki tabaklar en az mekan kadar şık. Ama zaman zaman vaat ettiği potansiyelin altında kalıyor.
Kökleri 18. yüzyıl İstanbul Türkçesine dayanan ve unutulan “telezzüz” lezzet almak anlamına geliyor. Bu kelimenin karşılığını sosunu kaşıklayarak yediğim mantar ceviche veriyor. Dipten gelen kişniş müthiş bir ferahlık sağlıyor. Soğuk başlangıçlardan konfi rezene ise biraz........
© Habertürk
visit website