Tam yerinde tam zamanında, tarihin doğru tarafında durabilenler: İçerdeki 'öteki'ler
Hamas, arabulucuların Gazze'deki savaşı durdurma ve tutukluların serbest bırakılmasına izin verme önerisini kabul ederek Netanyahu'yu utandırması gereken bir hamle yaptı. Asla mahcup olmayan israil ise barışın önündeki tek engel olduğunu kanıtlarcasına bu kez Refah kentinin doğusuna kara operasyonu başlattı. An itibarıyla 300 bin Filistinlinin şehri terk ettiği bildiriliyor.
14 bin çocuğu gözünü kırpmadan öldürmüş Netanyahu ve soykırım kabinesi Refah’ta katliama devam ederken Eurovision şarkı yarışmasının yapılacağı alanda ilginç şeyler oluyor.
BBC muhabiri: "Burada her türden grup var” diyor. Filistin için Queer'leri gördüm, Filistin için Latinleri gördüm, Filistin için Komünistleri gördüm... Ve bir sürü çocuk da var."
Malmö’de yapılan ve sosyal medyaya #eurovision2024 hashtagı ile yansıyan proestolardan bahsediyordu. Haksız değildi, Greta Thunberg bile oradaydı.
Bu çok popüler yarışma umut verici bir şekilde İrlanda, Avustralya, İsveçli, Hollandalı sanatçıların Eurovision'u Filistin'e dikkat çekmek için kullanmasına sahne oldu. İsrail’in 7 Ekim saldırısını anlatan ve soykırımı kendi bitimsiz mağduriyetiyle bastırmayı amaçlayan “Hurricane” şarkısının EBU tarafından onaylanması, İrlanda, Norveç, Portekiz, San Marino, Belçika, İsviçre, Birleşik Krallık, Danimark, Litvanya ve Finlandiya’yı temsil eden yarışmacıların mektup yazarakİsrail’in işgalini ve yaptığı katliamı kınamasına, kalıcı ve acil ateşkes ile birlikte Hamas’ın elindeki rehinelerin İsrail’e iade edilmesi çağrısında bulunmalarıyla sonuçlandı. Birinci yarı final gecesi ve sahne araları, provalar sırasında birçok kez Avrupalı ve başka ülkelerin şarkıcılarının İsrail’i kınayan ve Filistin’i destekleyen mesajlarına sahne oldu. Bir ara İsraill’in yarışmacı adayı Eden Golan’ı o kadar kararlı bir biçimde protesto edildi ki, sahneyi terk etmek zorunda kaldı.
Aç parantez, Sertap Erener bu etkinlikte bir zamanlar derece aldığı “Every Way That I Can” şarkısını seslendirdi. Ancak güzel bir nostalji ve yeni kötü yapılmış estetik ameliyatları ile gündeme gelmekten fazlası olamadı. Dünyanın gözü önünde bir soykırım yaşanırken bu uluslararası mecranın gücü ortada iken ve pek çok Batılı ülke bu mecrayı İsrail’i kınamak için kullanırken, bir "ateşkes" ya da "Nehirden denize Özgür Filistin" deseydi büyük bir imza bırakmış olacaktı, ancak bu duruşu sergilemekten kaçındı. Acınası.
Parantezi kapadıktan sonra bu noktaya nasıl gelindiğine bakalım.
SAHTE PUTLARA İSYAN
Ne oldu da, aylardır devam eden bireysel protestolar kitleselleşmeye ve uluslararası düzeydeki önemli organizasyonlara damga vurmaya başladı?
Ne oldu biliyor musunuz? Aaron Bushnell'ın ölümü oldu.
ABD Hava Kuvvetleri'nde aktif görevde olan 25 yaşındaki Aaron Bushnell, İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde, Gazze'deki soykırıma karşı çıkmak için kendini ateşe verdi. Yanarken "Özgür Filistin!" diye bağırdığını gösteren görüntüler günlerce sosyal medyayı arşınladı.
Bushnell içerdeki öteki olmanın en ‘pure’ en brutal isyanını kendini yok etme pahasına göstererek çığlığını uğruna savaştığı ülkenin bayrak direğine asmıştı. Böyle bir ölüm, doğruluk davası için acı içinde ölmeyi seçen bir insan iz bırakır. Bushnell’in ölümü iz bırakmasın diye Reddit’te adına açılan sahte hesaplardan onun deli ve ırkçı olduğu karalamasını yapmaya başladılar. Ortadoğu ve dezenformasyon üzerine çalışan Dr. Marc Owen Jones, Bushnell hakkında ortaya atılan iddiayla ilgili bir kanıt olmadığını ve dezenformasyon yapıldığını belgeleyene kadar Bushnell’in hatırasını karalamaya devam ettiler.
Sonra cesaret ve dürüstlük sahibi put kırıcılar oldu. Ana akım siyasetin ve ana akım medyanın ve ‘siyonizm’ etrafında hizalanmış küresel mutabakatın insanlık dışı olduğunu haykırdılar. Naomi Klein, Susan Sarandon, Diether Dehm, Bernie Sanders gibi düşünür, sanatçı, şair ve siyasetçilerin, kendileri Yahudi olduğu halde “Bütün bunların Yahudi olmakla ilgisi yok, Filistin’i özgür bırakın!” diye seslenen aktivistlerin, yani ait oldukları toplulukların egemenlerinin, mahallelerinin ‘sahte putlarına’ sırf ahlaki sebeplerle karşı çıkabilme cesaretini gösterebilmiş olanların açıklamaları ABD ve Avrupa’daki genç üniversite öğrencilerinin tarihin doğru tarafında durmaya sevk etti.
Yani gençler oldu. "Ne oldu da bunlar oldu" soru-cevap zincirinin son halkası onlardı.
Kampüsleri, instagram hesaplarını Filistin’in çığlıklarına vitrin yaptılar.
Polisle karşı karşı karşıya gelme, şiddet görme ve gözaltına alınma pahasına direnerek bazı vicdanlı akademisyenlerin de desteklerini aldılar. Evlatlarının tekmelendiğini, koskoca profesörlerin, dekanların........© Habertürk
visit website